Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Pts Ağu 17, 2009 5:40 am Mesaj konusu: EN KUZEY BATI TRAKYA'NIN ISSIZ YOLLARINDA 424 KM
Geçen hafta tek başıma yaptığım Istırancalar rotasından
http://www.motosiklet.net/forum/etkinlik-gezi-fotograflari/64735-istranca-daglarinin-gizli-rotalarinda-enduro-foto-safari.html
sonra daha uzak,daha zor,daha enteresan bir rota arayışına girdim
Zor rotalardaki can arkadaşım Ömer Şirin''abi senin planladığın her rotaya varım,isterse üç günlük olsun'' gazıyla destek verince aklıma Trakya'nın terkedilen köyleri geldi;
Ulaşımı güç,kışın yolları sık sık kapanan ve geçim kaynakları kısıtlı,okulu hatta kahvesi bile olmayan, bir kaç avcı dışında kimsenin gitmediği ama cografi konumuna bakıp da Avrupa'da olduğu(!) sanılan köyler.
Haritaya baktığımda Edirne-İgneada arasında Trakya'nın en kuzey batısında yer alan Ahlatlı Köyü gözüme carptı.
Köyün kuzeyinde '0'noktasına yakın koordinatlara baktığımızda 42.06.20.86 Kuzey noktasının bile Türkiye sınırları icinde kaldıgını ve bunun Türkiye'nin En Kuzeyi sanılan Sinop İnceburun'dan bile daha Kuzeyde olduğunu görmek ilginç bir başlangıçtı.
O zaman rotanın ilk hedefi Ahlatlı olmalıydı.
Yalnız bir husus aklımı kurcalıyordu.Zaman zaman kacak geçiş yapanlar yüzünden sınıra bu kadar yaklaşmamız mümkün olabilecek miydi?
Yol görüp buzlu su bile icemeden geri dönmek,hatta fotoğraf bile çekememek ihtimali can sıksa da olumlu düşünmeye calıştım ve bu ihtimale karsılık alternatif bir rota hazırladım ve 15 Agustos 2009 sabahı 08.00 de depolarımızı doldurup Çorlu'dan yola cıktık.
Bir an önce yoldışı yapabilmek icin otoyola girdik.
Yolda ilerlerken benim el yapımı sis lambası ayaklarından biri sallanınca kenara cektim ve Ömer'e " ilerle" diye işaret ettim.
10 dakikada görünen bütün grenaj vidalarını elden gecirip yola cıktım ama ara ki Ömer'i bulasın.Yol guzel,yol boş deyip gaz açması ihtimali son derece yüksek. Bir yandan sürüyorum bir yandan hesap yapıyorum 'eger 20 km daha hızlı isem kaç dakikada yetişirim? diye.Sabah sabah hesap yapacagıma gazı açmak en kolayı
Vardım Babaeski gişelerine yok bizim Ömer.
10 dakika sonra ancak gelebildi,bir tesise girip pamuk aramış kulakları icin.
Kırklareli'ne girip mola verdigimizde saat 09.15 di.
Kırklareli’nden sonrası için rota planı
İlk mola yerimiz Kırklareli
Solda gördüğünüz motor Bisan-Lifan 250 Roadstar ,Ömer'in ikinci Roadstar'ı.
Bir kez daha test edip onaylayacagız.
Ben askerde bile görmedim bu kadarını;adam nişanlısına tekmil veriyor 800 km öteden:)
Kofçaz yoluna çıktık,yol ve virajlar nefis,Trakya'nın en verimsiz arazileri arasında ilerliyoruz.
26 km sonra Kofçaz göründü.
Türkiye'nin en küçük ilçelerinden biri.2000 yılında 1538 olan merkez nüfusu şimdi: 1100
Mecburi ilçe
Wikipedia'da Kofçaz:
Kofçaz Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Keşirlik adıyla nahiye merkezi olarak idari taksimatta yerini almıştır.
1959 yılında bir Pomak köyü olan Kofçaz'ın ilçe yapılmasının ardından, buraya yerleşen devlet memurlarının, ilçe halkıyla anlaşamamasından ötürü, ilçe teşkilatı Keşirlik köyüne taşınmıştır. Yanı sıra Kofçaz adı da Keşirlik köyüne taşınmıştır.
Ahlatlı istikametine devam ediyoruz yol simdilik beklediğimizden düzgün.
Zaman zaman yabani elmalar görüyoruzYenilemeyecek kadar tatsızlar.
Bir yılda cafe ve klavye motorcularından daha fazla yol yapan bir arkadaşla tanışıyoruz
Ahmetler köyüne varıyoruz.
Bu bir koyun agılı olsa gerek.
Oyalanmadan devam ediyoruz,
Yol hala oldukça düzgün
Bir kavsaktan Ahlatlı'ya sapıyoruz.
Kofçaz'dan sonra 24 km olmuş
Köyde hiç kimseyi göremiyoruz önce ,Kahveye benzer binanın önüne gidiyoruz ve soluklanıyoruz sonra Ay-yıldızlı minare dikkatimizi cekiyor
Bir kamyondan yem cuvallarını indiren köylülerle sohbet ediyoruz.Köyün nufusu yazın 50-60 arasındaymış.Geçim kaynağı hayvancılık. Bu köy geçmişte iki kez Bulgar işgaline,bir kez de Yunan işgaline uğramış.
Bir kaç fotoğraf çekiyoruz ve yola devam ediyoruz ,rotanın bundan sonrası şüpheli çünkü sınıra cok yakın,
Karaabalar yoluna cıkıyoruz,Rastladığımız askerler rotamız için bir sakınca olup olmadığını üstlerine soruyorlar ve sınır ihlali yapmamak için ana yoldan ayrılmamamızı öneriyorlar.
"Eh yol böyleyse ana yoldan ayrılma ihtimali yok zaten " diyoruz ama mıcır yeni atılmış ,üzeründen vasıta geçmemiş ve ilerlemek buzdan da beter.
Karaabalar 'dan sonra ana yol ve patikalar birbirine karışıyor ,zaman zaman durup yola iyice bakıyoruz hangisi ana yol hangisi patika.Yanılıp da
patikaya saparsak kendimizi "komşi"lerin eline teslim etme ihtimali fevkalade yogunlaşıyor.İşin yoksa kendini anlat,motoru gümrükten kurtar.
İyi de keşfetmenin cazibesi ne olacak?
Mantık karşısında cazibe kazanır
Zaten mantık kazanacak olsaydı işimdi burada değil evde oturup dicovery channel seyreder ya da bir tatil yöresinde buzlu kahve içerdik:)
Ham toprak yollarda.dik iniş ve çıkışları aşıyoruz Zaman zaman inişler öylesine dikleşiyor ki motorları elimizde indirmek bile aklımızdan geçiyor.
ve Çağlayık Deresi'ne ulaşıyoruz .cam gibi suyun içinde alabalıkları seyrediyoruz.Çocukluğumuzun derelerini ,içilecek gibi dereleri hatırlayıp hüzünleniyoruz.
Bu dere daha önce iki köyü alıp götürmüş.,köyün adı buradan geliyor herhalde.
Sonra yola devam ediyoruz
Köy konağı aynı zamanda köyün kahvehanesi,kapısı sürekli açık.Kahveci filan da ortada yok.Çay saaat 16.00 dan sonra kaynıyormuş
biz köye göz atarken yanımız a bu köylü yaklaşıyor ve sohbete başlıyoruz.
O Kadar sohbete rağmen birbirimiz adımızı söylemedigimizi cok sonra farkediyoruz Ömer'e göre bu adam "bilge köylü"
Gerçekten de öyle,doğa tutkunu,aydın bir köylu.Bize köyü gezdirirken büyük keyif alıyordu.Daha önce de bir kaç trekking grubuna dereleri,mağaraları gezdirmiş
Bu dağ köyünde her şeye boşvermemiş, aksine kısıtlı imkanları zorlayan biri.Çektiğimiz fotoğrafları netten görmek için adres bile aldı
En son Kırklarelinde mola vermiştik aradaki yolu 3 saat 45 dakikada almışız, soluklanma zamanı ama planlamamızdan en az 100 km gerideyiz
Köyü bizden önce gezen Edirne Doğa Sporları Kulubünün Köy Konağındaki sticker ı.
Çağlayık Köyü’nde ıhlamurlar.
Çağlayık Köyü’nün terk edilmiş evleri
Çağlayık Köyü’nün Bulgar yapımı evleri,
Çağlayık eski bir Bulgar Köyü,Bulgarlar Karşiya geçince karşıdaki Turkler de buraya gelmiş.
Bu evlerin yapımında demir çivi hiç kullanılmamış,ağaçlar birbirine geçmeli ve ahşap çivilerle sabitlenmiş.
Yapılış tarihi meçhul bir kilit
Kötü yollar bizi bekler:)
Sık sık devriye atan askerler tarafından durduruluyoruz
Sonunda Kırklareli -Dereköy’e yoluna cıkıyoruz
Ve yine sınırdayız.Ömer ilk kez bir sınır kapısı görüyor.
Ömer yine tekmil veriyor,
Dereköy’e doğru gidiyoruz
Dereköy’de mola
Tekmil zamanı
Benim gözlerim yoldan yorgun ,bu herifin gözleri her duruşumuzda iki telefonun kapsama alanını takip ediyor sürekli
Nerde telefon cekiyorsa orada tekmil.
Evlenince bu arkadaşa uydudan takip cihazı taktırırız artık
Kırklareli'nden bu yana hiç benzinlik görmedik.Rotanın durumuna göre benzinimiz Demirköy'e yetmeyebilir
Dereköy'de benzinlik sorduğumuz köylü" bi tek o yok burda .nereye gitçeniz diyor"İğneada" deyince " Çıkın yola beyv,köylerde var bi sürü bıçkıcı verirler biraz benzin
deyip yüreğimize su serpince(!) Karadere yoluna çıkıyoruz.
Nefis bir çınar
Ve bu tabelaya hala anlam verebilmiş değiliz..
İnişli çıkışlı,berbat yollardayız yine
Karadere köyü’ne geliyoruz
Karadere’nin şelalesini seyrediyoruz bir süre
Karadere’de dağ çiçekleri
Karadere’den Armutveren’e gidiyoruz ve yol giderek kötüleşiyor
Br kaç kilometrede bir kısa molalar veriyoruz,yolun üzeri iri taşlarla dolu,
Taşlı bir yol,keskin virajlar,dik iniş ve çıkışlar
2.vitese çıktığımızda seviniyoruz
Ne olduğunu bile bilmediğimiz bitkileri görüyoruz
Şükrüpaşa’ya ulaşıyoruz
Şu arabanın sevimliliğine bakar mısınız?
Çek Etiler'de galeriye, 400.000 Avroluk aracın havasını bile söndürsün asaletiyle.
Sarpdere sınırları içinde Dupnisa Mağarası var.Tam asfalt benzeri bir yol a çıkmışken" Ömer görsün" diye Dupnisa yoluna sapıyoruz.
Allahın Dağında" otopark parası" istenince motorları park alanı dışına bırakıyoruz ve "daş görmeye para vermem abi" diyen ve cebinde klass bir üniversitenin öğrenci kimliğini bulundurmakla övünen Ömer' i ikna ediyorum ,eline fotoğraf makinası verip mağaraya yolladıktan sonra park parası ile çay içiyorum ve cep telefonumla fotoğraf çekiyorum
botlarım şu halde:
Ömer'in motor bu halde:
Ömer gecikiyor,mağaraya girince beş dakikada beşbin yıl geriye gitme ihtimali bile var bu entel mağara adamının! Ömer'i beklerken can sıkıntısından cep telefonuyla sanatsal denemeler yapıyorum, benim motoru görebilen var mı?
Nihayet Ömer mağara'dan çıkıyor,motora binene kadar ürkütmemek gerek
İçeride cektiklerine bakar mısınız?
24 fotoğrafın en temizi bunlar,Allahtan gecen yıl aldığı bacagım kadar fotoğraf makinası yanında yok.Amator fotoğraf camiasının yüz karası
Dupnisa Mağarası'ndan Sarpdere'ye cıktığımızda beklenen oluyor ve benzin ikaz ışığı yanıyor .Ömer'in motorunda benzin ışığı da yok,arada durup depoyu salllıyor ve menzil tahmini yapıyor:)
Demirkoy e devam ediyoruz ve benzin alıyoruz
Aynı rotada ben 40.00 Tl lik,Ömer 32.00 Tl lik benzin yakmış.
Saat 17.30 olmuştu Demirkoy'e geldiğimizde.
Burada bir durum degerlendirmesi yapıyoruz ve rotanın İğneada Longoz Ormanları ayağından vazgeçiyoruz Çünkü Ömer Çorludan sonra İstanbul Hasanpaşa'ya gidecek.
Demirköy-Poyralı arasında virajlar yetmezmiş gibi haftasonu için yola malzeme sermişler,maksat yerli turistler, boyacılar ve oto camcılar sevinsin
içimizden ilgili Amirve müdürlere en derin hürmetlerimizi sunarak azami 20 km süratle ilerliyoruz
Tin tin varıyoruz'' Manyatik alan'' çeşmesine,
Ama su akmıyor.
ne zaman"MANYATİK ALAN"mevkiine gelsem o günkü rotamın manyaklık katsayısını sorgulama ihtiyacı hissetmem ve manyat,k alandak şu ÇIKINTI kayalık ile aramda benzettişim kurmam bi tesadüf müdür?
Vize'ye uğrayıp Salaş'' Bedri Baba Lokantası''nda 20 yıl önce tattığım lezzetleri arıyoruz
Vize-Saray arasında yola serilen mıcır üzerinde ortamala 20 km ile ilerlerken karsıdan gelen otomobillerden birinin savurduğu ve kaskımın alnına''çaaat' diye gelen mıcır günün bombası oluyor,
Kaskı elimle yokluyorum; delik yok,iyi o zaman,kafa da sağlam demektir bu
Bu olay tam korumanın gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyor.benim ucuz ama kaliteli kaskım yine gorevini yapmış.
Son notlar:
1-Çorlu'ya vardığımızda toplam 424 km yol yapmıştık .
2-Kimsenin gitmek istemediği,avcılardan başka kimsenin gitmek istemediği bu rotadaki köyler mezralardan farksız,
Bir cok imkandan yoksun,kışın dünya ile bağı kesilen,gitmesek de görmesek de bizim sandığımız köyler.
Gitmeyince sahipsiz,gitmeyince yalnız köyler,gitmeyince güzelliği bilinemeyen köyler.
3-Yol kenarlarında ne bir bira şisesi, ne de sigara paketi,ne de poşet kalıntısı var.40 yıl önceki gibi tertemiz.
4-Zamanımız olsaydı Çağlayık ve Sarpdere'de yüzmek,Çağlayık mağaralarını görmek isterdik bir dahaki sefere.
5-08.00-20.00 arasına molalar dahil ancak sığdırabildiğimiz bu rotada bizi zaman konusunda yanıltan Karaabalar-Dereköy/Dereköy-Sarpdere arasının beklediğimizden kötü çıkan yolları oldu.
6-En ıssız yolda,saatte 5 km ile giderken bile koruma şart.
7-Roadstar 250 beklediğim gibi çıktı yine şaşırmadım.Uzun yola cıkmaya,sert rotalara girmeye dayanabilecek bir motor olduğunu kanıtladı.
9-Rotanın ortasında selenin yuksekliğini ayarlayıncaya kadar F650GS deki rahatsızlığın sebebini keşfedememiştim.Dik ve kaygan toprak inişlerde selenin gereginden fazla yüksek olduğunu farkettim.
10-bu rotada depoyu dolu tutabilmek icin Kırkaleli'nde depoyu fullemek lazım.
Kayıt: Jan 31, 2007 Mesajlar: 105 Nerden: kırklareli
Tarih: Pts Ağu 17, 2009 8:09 am Mesaj konusu:
çok güzel bir gezi...
keşke geldiğinizde derneğimizede uğrasaydınız. size ağırlamaktan mutluluk duyardık....
kırklareli motor kullanıcıları derneği. sürekli açık olarak tüm motor dostlarını bir çay içmeğe bekliyor.
Sevgili Savas, sayenizde 90'li yillarin sonlarindan bu yana gitmeyi ihmal ettigim yerleri hatirlattigin ve guzelce raporladigin icin tesekkurler.
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
Kayıt: Mar 05, 2007 Mesajlar: 876 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Ağu 17, 2009 10:41 am Mesaj konusu:
Çok teşekkürler Savaş,Dimağmızda ,çürümeye yüz tutmuş ,eski hatırlarla süslü bu yerleri bizlere tekrar hatırlattığın için,sonsuz teşekkürler.
Akif : Eski avcı _________________ AKLINIZDA,KASKINIZDA BAŞINIZDA OLSUN
________________
akif ORUN A RH (+)
ARA GOLD MEMBER
Gsm:0532 3534036
R 1200 G
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Ağu 18, 2009 4:11 am Mesaj konusu: re
Elinize saglik geziyi kendiniz fotolari bizim icin cekmissiniz cok tesekkurler. Sinop'dan kuzey'de bir nokta olmasi benim icin cok surpriz oldu. Enteresan bi hedef secmisiniz kendinize tebrik ederim. _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız