Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
sevgili zafer in yazdiklari gercekten cok dogru..
hatta bu gibi yazilari belki de bazi yerlerde sabitlemekte fayda var.
eline saglik zafer _________________ sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250
Arkadaşlar,
Topic'in eski olduğuna aldırmadan şunları söyleyeceğim:
1.Yukarı çekilmeli ki yaptım.
2.Burada görüş bildiren herkese çok teşekkürler.Defalarca okudum.Çok faydalandım.Ara sıra da dönüp okuyacağım.
3. 650 lik V-Stomdan sonra 1000lik alma hayallerimi çok daha uzaklara erteledim.Hatta belki de vazgeçtim.
4.Binlik makinayı alan arkadaş ne yaptı bilemiyorum ama yeni alacaklar için çok faydalı olacaktır.
5.Motor gerçekten rüzgar sörfü gibi bir şey değil.'En güzel en hızlı en güzel yelkeni alıp denize çıkayım,bata çıka öğrenirim' mantığını motora uygulamak intihar bence...
Tekrar teşekkürler.. _________________ www.istockphoto.com/fmajor
___________________
DL 650 V-Strom(2004)
4.Binlik makinayı alan arkadaş ne yaptı bilemiyorum ama yeni alacaklar için çok faydalı olacaktır..
Sevgili Yardbird merhaba,
Öncelikle yukarıda bahsettiğin sözkonusu kişi benim.
Topic konusunda esasında benim sorunum biraz farklı idi, biraz farklı noktalara çekildi. Benim motorda arka teker yeri çok zayıf tutuyordu, kısa bir süre sonra nedenlerini bulduk. Lastikler dişli görünmelerine rağmen, taş gibi sertleşmişler, özelliklerini yitirmişler. Bir de daha önceki sahibi motoru alçaltmak için sadece ön tarafı amortisörleri 3 cm yukarı alarak rank açısını değiştirmiş. Aynı zamanda hidrolik debriyaj hiç temizlenmediğinden debriyajı birden bırakıyormuş. Lastikleri, debriyajı ve amortisör ayarlarını değiştirince benim sorunum da çözüldü. Ancak, buradaki uyarılar yanlış olmadığından ve kötü niyetle yazılmadığından çok sorun etmedim doğrusu.
Motoru aldığımdan bu güne 15.000 km yol yapmışım. İlk 2000 km birbirimize alıştıktan sonra, üzerine birkaç uzunyol yapınca artık etle tırnak gibi olduk, ne zaman nasıl davranabileceğimizi iyi biliyoruz yani.
Bu konu ile ilgili son nokta söylemek istediklerim şöyledir;
1- DL 1000, gerçekten deli, doğrudur. Böyle bir motora birden geçmek doğru değil. Bu nedenle soranlara 650 lik tavsiye ediyorum, hatta 650 den büyütmek isteyenlere de 650 de kalmalarını öneriyorum. Ancak aynı şekilde 600 cc herhangi bir naked yada racing motora geçmekten daha tehlikeli olduğunu düşünmüyorum.
2- Ben hep dikkatli ve temkinli olmaya çalıştım. Başlarda beni ayartmasına ısrarla mani olmaya çalıştım. Ancak zamanla, bu koca motor küçülüp küçülüp scooter oluverdi sanki. Şimdi istediğim zaman sakin bir kedi, istediğim zaman azgın bir panter olabiliyor.
3-Eğer insan kendini kontrol edebileceğine eminse ve mekanik kullanma kabiliyeti ortalamanın biraz üzerindeyse böyle bir geçiş yapabilir.
4-Şimdi hala, iyiki 1000 lik almışım diyorum. Uzun yolda 2 kişi yapılan yolculuklarda + 50 kg yük ile banamısın demedi hiçbir yerde, ayrıca tork hissi, çift egzost görüntüsü ve sesi başlı başına yetiyor.
Soru güzel ama cevapların hepsi eleştiri olmuş. Yanıt veren bir kişi çıkmaması enteresan. İnsanların doğru yada yanlış tercihler yapması karşısında herkesin fikirlerini belirtmesi güzel. Ancak eleştiri ile öneri arasındaki farkı da unutmamak gerekli (birisi her zaman pozitif diğeri her zaman negatif geri dönüşe sebep olur) Neyse konuya dönelim...
thunderkiller demiş ki:
...Bir de daha önceki sahibi motoru alçaltmak için sadece ön tarafı amortisörleri 3 cm yukarı alarak rank açısını değiştirmiş.
Öncelikle "rank" değil "rake" açısı olmalı. Motoru alçaltmak için üçlü kelepçeden aşağı almak ne kadar doğru bir iş çok tartışılır. Sadece önü alçaltarak motosikletin şasi geometrisini ne hale getirdiğini bilmemek korkunç bir cehalet. İşi iyi bilen veya ne istediğini bilen biri için aslında sıkıntı değil. Motosikletin daha kıvrak davranmasını ancak stabilitesinden de sürekli birşeyler kaybedildiğinin farkında ise sürücü sorun değil. Ona göre sürüş tarzını değiştirir. Ama başka birine verirken motosikletin fabrika çıkışı haline göre ne kadar aksileştiğini yeni sahibine söylemesi gerekirdi. Eskiden Fazer'imi hımbıl bulduğum için 1,5 cm kadar ben de önü düşürmüştüm. İnanılmaz hoşuma gitmişti yeni hali. Ama satarken eski haline getirip verdim.
Alçaltılmış ön taraf neden tek tekere meyilli bir hale getirir motosikleti peki?
Bunun Rake-Trail ile pek ilgisi yok. Ağırlık merkezi, transfer miktarı ve süresi ile ilgisi var. Ön alçalınca doğal olarak ağırlık merkezi öne kayıyor. Dolayısıyla gaza yüklendiğinizde önden arkaya olan ağırlık transferi daha büyük miktarda gerçekleşiyor. Arka tekerleğe olan aktarım çok hızlı gerçekleştiğinde öndeki bütün yük arkaya aniden gelince motosiklet tekere kalkmaya başlıyor.
Bu çok izafi oldu biliyorum. Yuvarlak rakamlarla konuşuraka biraz netleştirelim. Motosikletin toplam ağırlığı herşey dahil 200 kg olsun. Normalde de ağırlık dağılımı ön-arka %50-%50 (100 kg - 100 kg) varsayalım. Ön tekerlek normalde 100 kg ağırlık taşıyorken gaza ani yüklendiğinizde hızla bu ağırlık arkaya transfer oluyordu. Ancak arka süspansiyonun ayarları bu transfere uygun olarak çöktüğünden transfer yavaşlatılıyor ve ön tekerleğin yerden kesilmesi engelleniyordu. Şimdi ön taraf alçalınca artık ön tekerlek 100 yerine 120 (misal) kg taşımaya başladı. Arka tekerlek 80 kg taşımaya başladı. Gaza aniden yüklenince arkaya transfer edilen ağırlık ta böylece arttı. Tek kişiyken normal arka süspansiyon ayarları genellikle bunu tolere edebilir. Tekere kalkma durumu çok can sıkıcı durumlara gelmez. Ancak iki kişiyken zaten yüklü olan arka süspansiyona bir de aniden gazla bütün ön tarafın ağırlığını yollarsanız arka amortisör bu transferi yavaşlatamaz. Hızla sonuna kadar çöker ve tekere kalkarsınız. Tüm terane arka süspansiyonda bitiyor aslında. Bütün akrobasi(stunt) motosikletlerinin arka yayları inanılmaz yumuşaktır. Kısa dişliler ve yumuşak arka yay sayesinde o kadar kolay teker yapabilirler.
Çözümler:
1- Fabrika ayarlarına dönün. (en güzeli)
Bu hali ile kullanacağım diyorsanız;
2- Arka taraf alçaltılabiliyorsa (fabrikasyon ayar ya da daha kısa bağlantılar ile) öne uygun olarak alçaltın.
3- Arka amortisörün ön yükleme ayarını biraz sıkıştırın (sertleştirin demiyorum, çünkü önyükleme ayarı, yayı sertleştirmez.) Yolcu varken biraz daha sıkıştırın.
4- Benden önce cevap veren arkadaşların söylediklerine kulak verin.
4.Binlik makinayı alan arkadaş ne yaptı bilemiyorum ama yeni alacaklar için çok faydalı olacaktır..
Sevgili Yardbird merhaba,
Muhabbete güzel başlayınca herşey çok güzel gidiyor.
Demek hayırlısı olmuş.O canavar , cahil ve cesur birinin eline düşmemişte aklı başında akıllı bir adama denk gelmiş.Umarım kazasız belasız sürüşler motordan emekli olana dek sürer.Artık 90 yaş mı olur 100 mü olur bilemedim.
Sevgili thunderkiller yazdıkların arasında lastikler ile alakalı olanlar çok dikkatimi çekti.Benim motorumunda lastikleri eskidi.Uzun yıllardır araba kullanan biri olarak motorda lastiğin özelliklerinin ne kadar önemli olduğunu inan ki kavrayamamışım.
Benim lastiklerim şu anda her iki açıdan da kötü durumda.(Kilometre ve yaş açısından)Kışın binmemeyeceğim için değiştirmedim.Nede olsa bütün kış yatacak.Sezona girmeden ilk işim değiştirmek olacak.
Burayı okuyanlara şunu söylemek istiyorum:
LAstiklerin yavaş yavaş eskimesi sebebiyle kaybettiğiniz yol tutuşunun nasıl eridiğini farkedemiyorsunuz.Lastiklerin eskimesiyle oluşan sertleşme berbat bir şey.Frenaj ve virajlarda adeta metal teker varmış gibi oluyor. _________________ www.istockphoto.com/fmajor
___________________
DL 650 V-Strom(2004)
Yardbird konuyu yukarılara çektiğin için teşekkürler. Benim gibi, nasıl bi motosiklet alması gerektiğini kafasında oluşturmaya çalışan birisi için çok faydalı oldu.
Kayıt: Jun 26, 2007 Mesajlar: 60 Nerden: Istanbul/Kartal
Tarih: Prş Arl 27, 2007 5:12 pm Mesaj konusu:
zaferyangin demiş ki:
Bir Pegaso, bir Transalp, bir F650GS veya ikinci el 50 hp lik endurolar, senin basamak atlamanda, güvenli bir adım oluşturur. Zafer Yangın
Walla içim rahatladı çünkü bende F650Gs cilerdenim ve acemiyim. Bu topiği geç gördüm ama iyi oldu bu yazıları okuduğum. Tecrübelerinizi paylaştığınız için yürekten teşekkür ediyorum elinize sağlık.
Kalın sağlıcakla.. _________________ ๏>๏
Saygılar Sevgiler
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kazasız belasız sürüşler..
Kaskımız yere değmez inşaallah
ÖNERİM
***Otomobil ehliyeti en az 1 yıl aktif olarak motosiklet kullanmışlara verilsin***
Kayıt: Jan 20, 2007 Mesajlar: 80 Nerden: istanbul/maltepe
Tarih: Prş Arl 27, 2007 5:42 pm Mesaj konusu:
valla yazılanları okuyunca abim pişman olmuştur herhalde .benim diyecegim .kendine güvenmiş almış hayırlı olsun .halada yaşıyosa dikkat ederse bişey olmaz benim ondan isteğim arkasına kimseyi alıpta gezmesin lütfen .en azından hazirana temmuza kadar tek gezsin
Kayıt: Jan 31, 2005 Mesajlar: 470 Nerden: Istanbul/Nisantasi
Tarih: Prş Arl 27, 2007 8:43 pm Mesaj konusu:
Eskiyen hamuru sertleşen lastik kalkışta tek teker yapmaya sebep olmaz bilakis patinaja düşer kafayı kolay kolay kaldıramazsınız. Debriyajın hemen kavraması esas problemdi sanırım. _________________ FULL GIROSS TEAM
Kayıt: Jun 26, 2007 Mesajlar: 60 Nerden: Istanbul/Kartal
Tarih: Cum Arl 28, 2007 12:34 am Mesaj konusu: Nasıl Bileceğim?
Özellikle alıntı yapmak istemiyorum. Eğitim konusuna thunderkiller arkadaşımızın mevzuusu ile de girildiği için konuyu burada yazmak istedim.
Evet eğitim şart diyoruz. Ve adları bu forumun muhtelif yerlerinde geçen, son derece hayati bir misyonu, gönüllü olarak üstlenmiş değerli kurum ve şahısların hepsine saygı duyuyorum. Onların sayesinde pek çok şeyi öğreneceğimi hatta belki de kendilerinden duyacağım bir iki kelimenin benim veya bir başkasının ölümcül hatalar yapmasına engel bile olabileceğini de biliyorum. Bu nedenle severek yaptıklarına inandığım bu işteki, bilgi ve deneyimlerine de hayranlık duyuyorum.
Şimdi kısaca profilimden bahsetmek istiyorum: Sadece acemi olduğunu düşünen değil acemi olduğunu bilen birisiyim. Bunun içinde özellikle eğitim almak istiyorum. Motorumu alırken daha önce de kullanmışlığım olduğu için ve çevremdeki motorcu arkadaşlarımın da tavsiyesi ile ikinci el 650GS aldım. Çünkü 2000 den beri hayalini kurduğum, onun üzerindeyken kendimi düşündüğüm bir makinaydı. (hala da öyle ) Her sabah işe giderken ve gelirken kart basar gibi garajda kendisini ziyaret edip hal hatır sormadan geçmiyorum. İçim kıpır kıpır bir an evvel yağmur mağmur demeden binip üzerinde binlerce Kazasız belasız ( cümlemize nasip olur inşaallah) KM yapmak için sabırsızlanıyorum. Ama bunun için öğreneceğim çok şey olduğunun farkındayım. Anahtar kelime ÖĞRENMEK. Buraya kadar her şey normal. Sıkıntı buradan sonra başlıyor. Yukarıda yazdığım gibi adları zikredilen eğtimci kurum ve değerli hocalarımızın hemen hemen hepsi aynı konuda farklı yanıtlar veriyor. Nereden mi biliyorum? Kendilerinden ders almış arkadaşlarım ve benim ders aldığım kurumun verilerinden.
Örneğin; birisi fren ve debriyaj maneti ni dört parmakla diğeri 2 parmakla, peglere ayak topuğu ile yada ayak topu ile vs vs vs diye aktarıyor bunları sıralamak ve artırmak mümkün. Hem de aynı uluslar arası yeterlilik veya tecrübe sertifikalarına sahip kurum veya kişilerde
bile bu farklılığı görebiliyoruz.
Hal böyle olunca, forumlarda eğitime katılan arkadaşlarımızın yazılarından yine örnek vermek gerekirse; yıllarca doğru olarak yaptığımı zannettiğim, yanlışlarımın olduğunu gördüm diyen katılımcıları da görüyoruz. Ama onların o eğitimde yanlış olduğunu anladıkları davranış her ne ise bir başka kurumun veya eğitimcinin eğitiminde doğru olarak gösteriliyor. Doğal olarak benim gibi acemiler de henüz kendi yoğurt yeme stillerini oluşturamadıkları için eğitim kriterlerini ve bu eğitimi alacakları kurum veya şahısların sahip olması gereken altyapıyı doğal olarak sorgulayamıyor.
Motosiklet Teorisini okudum kaç kere..ondaki verilerin bile bazılarının değiştiğini burada yine formlardan öğreniyorum. Hemde başlangıç seviyesindeki verilerin. Örneğin motor seçimi ile ilgili kitapta bahsedilenlerle, bu forumda ki bazı topiklerde ve yine forumlarda adı geçen eğitim kurumları ve eğitimciler tarafından ortak kabul görmüş kanılar veya öneriler diyeyim ciddi farklılıklar gösteriyor. Ve bu farklılıklar ciddi anlamda motor seçimini etkileyebilecek farklılıklar..
Hadi parasından da geçtim..bulduk buluşturduk hayatımıza yatırım yapıyoruz dedik - ki öyle olacak - hangisini tercih edeceğiz? Lütfen sorum yanlış anlaşılmasın..hangi eğitimciyi veya hangi kurumu eğitim için öneriyorsunuz diye sormuyorum. Bizim gibi acemiler neye göre karar vermeliler aslında bunu soruyorum.
Biraz uzun oldu farkındayım ama benim için olduğu kadar eğitimin sizler içinde hayati bir konu olduğunu biliyor ve bu nedenle mazur göreceğinizi düşünüyorum.
Saygılarımla. _________________ ๏>๏
Saygılar Sevgiler
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kazasız belasız sürüşler..
Kaskımız yere değmez inşaallah
ÖNERİM
***Otomobil ehliyeti en az 1 yıl aktif olarak motosiklet kullanmışlara verilsin***
Kayıt: Jul 19, 2006 Mesajlar: 376 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Arl 28, 2007 11:20 am Mesaj konusu:
kerberosV5,
Motorunuz hayırlı olsun, daha önce benim de severek kullanmış olduğum, çok şık vehemen her açıdan başarılı bir motor, tercihiniz doğru bence.
Motora yeni başlamışken eğitim almak çok faydalı olacaktır, herşeyi doğru olarak, bazı hatalar yerleşmeden öğrenmeye devam etmek açısından çok iyi olur sizin için.
Eğitim konusunda bahsetiğiniz çelişkileri ben de yaşadım, 2 yıldır motor kullanıyorum, bu yıl Honda'dan eğitim aldım, bu farklılıklar benim de dikkatimi çekti. Bence ufak tefek detaylar çok önemli değil, bunları zamanla uygun olanı tercih edersiniz.
Ben size mümkünse bire bir eğitim almanızı tavsiye ederim, böylelikle hatalarınızı ve doğrularınızı daha kolay keşfedersiniz.
Bir de eğitim sonrası kendinize güveniniz fazlalaşmasın, bu durum çok tehlikeli oluyor. Şahsen en ciddi tehlikelerimden birini eğitimin hemen sonrasında yaşadım. _________________ Ceyhun
Kawasaki Versys
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız