Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Oct 06, 2003 Mesajlar: 1125 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Tem 26, 2007 4:08 pm Mesaj konusu:
1150 GS Adventure motorum vardı o zamanlar, yamaç paraşütü hocası ile ön görüşme yapacaktım. Hmm güzel alet dedi ve biz ön görüşmeye girdik. "Ben yamaç paraşütünü çok seviyorum ve eğitimini tamamlamak istiyorum, riskleri hakkında bilgi alabilirmiyim" dediğimde.
"İnan bana şu dışarıdaki aletinle yaşadığın risk yanında sözü bile edilemez" demişti.
Gülüştük, meğersem eskiden çok sıkı motorcuymuş ve yakın bir arkadaşı motor kazasında ölene kadarda büyük bir zevkle kullanmış.
Ölen arkadaşının en büyük özelliği ise motor almasına bizim hoca neden olmuş. Yani teşvik etmiş.
Ben bu olaydan sonra hiçbir arkadaşıma motoru tavsiye etmedim. Geziler düzenlerken kimseye direk hadi gelin bile diyemiyorum.
Mithat'a bu durumda kimsenin bir tavsiyede bulunmaması gerekir. Tamamen hislerine göre hareket ederek kendisinin son kararı vermesi gerekir. Motoru sattığı içinde bu kadar yıl boyunca edindiği arkadaşlarından kopacak hali yok.
. _________________ Şener
BMW R1200 GS ADV
İstanbul
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Prş Tem 26, 2007 6:01 pm Mesaj konusu:
Yaklaşık bir yıl önce Emrah'ın bir motosiklet kazasında vefat ettiğini öğrenmemin ardından önce eşim Özlem'in, sonra babamın, ertesi gün cenazeyi alırken Orhan Ağabey'in omzunda hüngür hüngür ağladıktan sonra ertesi gün işe motosikletimle gitmiştim. Evden çıkarken eşim hayır demişti ama dinlememiştim. Ve o sürüş çok iyi gelmişti bana.
Duyduğum her kazayı, üzüldükten, içimdeki tarifsiz duygular hafif durulduktan sonra kafamda sakince masaya yatırıyorum. Hakan Ağabey'in dediği gibi her kazaya dosya açıyorum. Kafam bir muhasebecinin rafları gibi oldu. Bir sürü dosya sırtı görebiliyorum bir bakışta. Emrah'ın kazasından sonra "bariyerin arkasından çıkan köpek" dosyası açmıştım. Ömer Ağabey'in ardından "heyecanlı bir arabanın sağına soluna girmeme" dosyası açtım. Tabii ciddi sonuçlu kazaların dosyaları biraz kalın oluyor. Bir de zamanla kendi açılan "körüklü otobüs" dosyası, "taksi "dosyası, "uzun araçların soluna girmeden önce aracın sol aynasından şöförle bakışma" dosyası gibi bir sürü dosya var. Bunu bir Ara-Teori eğitiminde Paola Valpora anlatmıştı.
Benim motosiklet konusunda en çok güvendiğim şeyler sırası ile şöye,
1- Motosikletten çok korkuyor olmam.
2- Motosiklet konusunda bilmediğim, eksik olduğum noktaların neler olduğunu biliyor olmam,
3- Motosikleti asla ve asla bir yere yetişmek için kulanmamam
4- Motosikleti bedenen yorgun iken kullanmamam. ( Bir kere denedim, beceremiyorum)
5- Keyif ile büyük tehlikeler arasında çok ince bir çizgi olduğunu biliyor olmam
Bu liste böyle uzar gider. Belki liste uzadıkça motosikleti daha az kullanıyor olacağım ama. Ama kullanacağım...
Başka bir Ara-Teori eğitimde ise; yola çıkan, bir cebinin şans ile dolu olduğu, tecrübe cebinin ise boş olduğu bir motorcu örneği dinlemiştim. Bu güzel örnek şöyleydi. Atlatılan her çok ufak bir kaza, bu iki cepli motorcunun şans cebini biraz boşaltırken, tecrübe cebinin biraz dolmasını sağlar. Bütün mesele şans cebi boşalmadan, tecrübe cebini doldurmak.... _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Kayıt: Mar 31, 2004 Mesajlar: 741 Nerden: istanbul
Tarih: Cum Tem 27, 2007 12:44 pm Mesaj konusu:
Bazılarımız daha az bazılarımız daha çok, ama derinden etkilendik bu son kazanın sonucundan... Daha önceki kayıplarımızdan farklıydı... Düşük hızda ve tam korumalı bir durumda normalde ufak bir bedensel hasarla atlatılır denebilecek bir kaza idi görüntüde... Ama bir kendini bilmez ticari araç sürücüsünün hareketinden en tehlikeli ve korumasız nokta boyuna gelen bariyer darbesinin sonucu hepimizi derinden sarstı...
Ben uzunca bir süredir motosikleti ulaşım aracı olarak kullanmıyorum. 3-4 haftada bir günübirlik geziler veya kalmalı kamplarda kullanıyorum, bu sürüşlerde de en çabuk şekilde şehir trafiğinden kurtulup tali yollara ve arazi ağırlıktaki yollara atacak şekilde yapıyorum planımı. Bir de senede bir yapmaya çalıştığımız 1 haftalık motor gezileri var...
Bu şehir trafiğinde herhangi bir şekilde yer almanın risklerini biliyorduk ama bu talihsiz kazayla daha bir irkildik...
Bir ülkedeki trafik düzeni toplumun gelişmişliğini çok açık bir şekilde gösteriyor, az gelişmiş ülkelerin bazılarının (Bangladeş, Hindistan, Mısır) gelişmiş ülkelerin bir çoğunun trafiğini görme şansım oldu, bizim trafik düzenimiz ve kurallara uyma şeklimiz bu iki grubun arasında bir yerlerde. Gelişmiş bir toplum olabilme sürecimizin sürdüğüne inanmak istiyorum ama bir taraftan çeşitli sebeplerden bu inancım kırılıyor...
Diğer taraftan ülkemizde özellikle İstanbul'da ticari araçların kullanımının gün geçtikçe bozulduğunu görüyorum. Kullanan kişilerin kişisel gelişimini tamamlayamamış olmaları, bu araçların kendi kişisel araçları olmaması, herhangi bir kazada bu kişilerden belki de yeterli derecede hesap sorulmaması ve kaskonun (nasıl olsa) masrafları ödemesi bu kullanım şeklinin en önemli sebepleri...
Benim bir önerim var,
Bu camiada bir çoğumuz şirket sahibi, üst düzey/orta düzey yönetici olarak iş dünyasının içindeyiz ve bu şirketlerde eminim çok sayıda ticari araç var. Bu terör estiren kullanımı önlemek açısından şu tipte bir uygulamaya geçmek ve bunun yayılmasını sağlamak biraz zorlama da olsa kullanımı biraz düzeltebilir, ayrıca bu kullanıcılar sadece motosikletleri değil dört tekerli araçları da ciddi bir tehdit altında bırakıyorlar.
Bu araçlarla kaza yapıldığında suçlu kullanan ise (aracın kaskosu olsa dahi) burdan gelecek zararın bir bölümünün kendisinden kesileceği önceden söylenir ve örnek teşkil etmesi açısından böyle bir durumda uygulanırsa bu kullanım şeklinde bir iyileştirmeye sebep olabilir. Bu uygulamayı biraz da yaygınlaştırmak mümkün olursa belki trafiğin normalleşmesi adına bir katkımız olur.
Not: Benim bulunduğum şirkette biz bu uygulamaya geçiyoruz. _________________ Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır
Kayıt: Mar 28, 2005 Mesajlar: 137 Nerden: Istanbul / Anadolu
Tarih: Cum Tem 27, 2007 1:34 pm Mesaj konusu:
Mithatcım
Acını anlıyorum ama maalesef ki bu işin gerçeği bu. O seleye popoyu koyduk mu geçmiyor.
Ben yarışta kaza yaptığımda en az yarım saat bilinçsiz mişim. Hastanede gözümü açtım elimi alçıya alacaklardı dedim yok kalsın ağrısı geçince motor sürerim ben dedim.
doktor ölümden döndünüz farkındamısınız diyince. Evet biliyorum bu riski bilerek biniyorum dedim. 2 gün sonra tekrar bindim. Bu iş maalesef böyle _________________ Yolunuz Açık, Şansınız bol olsun
_______________________________
Murat TUĞTEKİN
BMW R1150 GS ADVENTURE
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 502 Nerden: Istanbul
Tarih: Pzr Tem 29, 2007 7:11 am Mesaj konusu:
Kafalarda muhasebeler yapılıyor.
Galiba çoğunluk 1 ve 2 numaralı seçeneklerde yoğunlaşıyor. Yani çoğumuz vazgeçme ile "bugünleri atlatma" arasında bir yerdeyiz. Bir de şu var: "Diğer sürücüler dikkatli olsalar, eğitilseler, psikolojileri düzgün olsa, bizi görseler iyiydi ama değiller, elden ne gelir ?"
Dikkat çekmek istediğim 3. seçenek. Bu seçenek zor bir seçenek. Kabul edilmesi zor, çoğu kez dirençle karşılanıyor.
Biliniz ki önce biz en basit konularda bile eksiğiz:
- İyi fren yapamıyoruz
- Tehlikeden kaçınabileceğimiz manevrayı yapma becerimiz yok
- Lastiğimizin havasının kaç olması gerektiğini hatırlamıyor, 4 yıllık lastikle dolaşıyoruz
- Emniyet şeridine giriyor, 50-70km/s hız yapıyor ama kaç metrede durabileceğimizi bilmiyoruz
- Motoru viraja nasıl soktuğumuzdan emin değiliz, bakışlarımız orada burada
...
ama bir taraftan da şikayet ediyoruz, trafiğimizden, ülkemizin insanından. Biz o insanlardan değilmişiz gibi.
Hakan, galiba bu son yazdıkların fazlasıyla ve yeterince ışık tutuyor aslında bir çok şeye... çuvaldızı kendimize batırma zamanı çoktan geldide geçiyor bile...
tüm bu olanların ardından çok üzgün, çok kızgın ve çok hayal kırıklığınıda uğramış olsam ben 3 diyorum...
öğrenmek, keşfetmek, farkına varmak, keyifle riski ayırt edebilmek... _________________ M. Gökhan Demir
R1200 GS
Birçoğumuz gibi bende 2-3 defa kaza atlattım birinde kızgındım,birinde yorgun,bir diğerinde ise acele etmemden kaynaklanan riskleri düşünmeden alma sonucuydu .
Bu ve bunun gibi birçok yanlışla motosiklet kullanmamaya gayret ediyorum ,ülkemizdeki trafiğe çıkan sürücülerin yarattığı terörden korkuyorum,hızlı gitmekten ve gereksiz riskleri almaktan korkuyorum.Her zaman kendime motor kullandığım zamanlarda bunu keyif almak için yaptığımı ve kimseyle dalaşmadan kullancağımı da hatırlatıyorum..
Aslında bunları hepimiz biliyoruz fakat bile bile yapıyoruz.
Motosikletin doğru bakımları ve bizim bilgi güncellemelerimiz sayesinde olası riskleri biraz daha azaltmamız lazım sanırım..
Tüm motosiklet kullananların ''bu motosikletciler serseri'' anlayışından kurtarmak için aynı çabayı da sarf etmesi gerekir ,bizim halkımızın bu işi ciddiye alması için önemli bir nüans olarak görüyorum.Ciddiye almadıklarında 2 teker üstünde olduğunu unutup gereksiz yere yolunda giden motosikletcilere de kazaya sebebiyet veren davranışlarda bulunuyorlar..
'' E 5 de yarı duran yarı ilerleyen bir trafikteyken ,yanından geçmekte olduğum araba sürücüsü birden bana doğru kırdı bende ne yapacağımı şaşırdım,kurtardıktan sonra durduğu bir anda yanına yaklaştım ve sordum.Niye böyle yapıyordu sebebi neydi ! benden birkaç dakka önce yanından geçen motorcu ona dokunarak geçmiş ve adam çok sinirlenmiş rengide aynı olduğu için beni o sanmış. ''
Hırsını almak istemiş ,ne yaptığının farkına varınca üzgündü.Fakat o hareketi bana ağır bir maliyet de verebilirdi ....
İster okumuş ,ister cahil dediklerimizden olalım hırslandıkmı gözümüz görmez oluyor .Hırs la bu iş olmuyor.....
Kaybettiklerimiz can acıtıyor ,yenilerinin olmaması dileklerimle .... _________________ Sonunda hep güzel anıları hatırlayacağınız motorlu geziler dileğiyle....
S.Murat DEMİRAL
Arh.pozitif (+)
Kayıt: May 07, 2007 Mesajlar: 328 Nerden: tekirdağ / çerkezköy
Tarih: Pzr Tem 29, 2007 6:42 pm Mesaj konusu: dfyhdtyk
iki yıl önce hayatta en yakın insanımı kardeşimi canımı kaybettim motor kazsında ve 11 günlük yoğun bakım hayatındada parçalanmış vucudunun yanından bir an bile ayrılmamıştım .. kaybettiğime veya kaybettiklerimize tabiiki inanılmaz hüznüm acım var .. lakin asla motordan vazgecmeyi bir an olsun düşüğnmedim .. tutki böyle bir olay , olaylar yüzünden motordan vazgectik .. ? etrafımızda birçok olumsuz olaylar oluyor .. kardeşlerimiz şehit oluyor diye askerden mi kaçalım .. sokakta birileri bıçaklanmış diye sokağamı çıkmayalım .. düğünlerde havaya açılan ateş sonucu birileri vuruluyor diye düğünleremi gitmeyelim .. bu örnekler böyle devam eder .. bizim yapmamız gereken benim kişisel kanaatimce herşeyden bir parça ders çıkarıp her attığımız adımı düşünerek atmak olmalı .. hayat bir sınavdır her takılandan bir ders çıkaralım ki kendimizi geliştirerek inandıklarımızla daha güzel bir şekilde devam edelim .. motoru bırak .. onu bırak bunu bırak şunu bırak .. biz neyden zevk alalım .. nasıl keyif yapalım nasıl stres atalım .. yok arkadaşlar bırakmak vs pes etmek .. bize göre değil .. bilinçli ve dikkatli bir şekilde herzamankinden daha kararlı ve inançlı bir şekilde motora ve yola devam ... sevgiler .. saygılar .. _________________ www.akvaryumturkiye.com
şenol..
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız