Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 10:05 am Mesaj konusu:
AVRUPA GEZİ RAPORU
25 Gün, 10 Ülke, 5555 km, tekmili birden….
Motosikletle uzun yol yapma düşüncesi her sürücünün düşlerindedir. Ya paramızın yetişmemesi, ya izin sürelerinin denk düşmemesi hep problem olur, hep bir hafta-on gün tatille yetinirdik.
Her yıl tatil programını yaparken “Acaba bu sefer ben de yapabilirmiyim?” diye en yakın ülkeleri ve yollarını daha önce yapan arkadaşların gezi raporlarını okurdum.
Bu yaz döneminde yoğun bir iş programım olduğundan, tatili yine Eylül’e veya daha sonrasına bırakmıştık. Karadeniz’e gitme ve birkaç motorcu arkadaşla birlikte İtalya gezilerini de programa uymadığından kaçırmıştık.
Bir akşam yemeği sırasında; ben gezi rotası planladığımdan ve acaba kendi başımıza gitsek nasıl olur, diye bir konu açmışken, İnci “Neden olmasın gel yapalım şu geziyi, bir daha ne zaman fırsat buluruz?” demesin mi….
Amanın körün istediği bir göz, dur bu düşüncesinden vazgeçmeden hemen çalışmaları hızlandırayım dedim. (Bilirsiniz kadınların düşünceleri değişkendir, genelde yaptıklarınızdan da hoşnut olmazlar ya…)
Pasaport, triptik, uluslar arası ehliyet vb. geçen yıl yaptığımız Yunanistan turundan hazırdı, yalnızca Schengen vizesi kabusu, her yurt dışına çıkacak kişi için yine yeni baştan uğraşılacaktı. Bu takip işini hemen ben üstlendim, aman şimdi İnci kendisi uğraşmaya çalışacak, vazgeçecek diye ödüm patladı…
Vizeleri İtalya dan problemsiz, heyecanlı bir bekleyişle aldık, herkes vize için en kıl yerin İngiltere’den sonra İtalya olduğunu söylemişti. Ama Fransa vizesine göre üçte bir fiyat olduğundan orasını tercih edilecekti, işlemleri kendim takip ettim. Yalnızca bir yıl istememize karşın altı aylık vize vermişler, eh bu da yeter deyip almamazlık etmedim tabi….
Yol ve konaklama için üç hafta ayırmıştım, ama yeterli olmadı. Bu konunun eleştirisini ve gezi değerlendirmesini son bölümde yapacağım.
YOL HAZIRLIKLARI
Motosiklet : Suzuki DL 1000 V-Strom (2002)
(Tüm bakımları yapılmış (Pit-Stop Murat Şennik’e teşekkürler)
(Buji, filtreler, yağ, supap ayarları, zincir ve genel kontrolleri tamam)
(Akü için bir kulak çekilecek, Paris de bir günümüzü yedi)
Aksesuarlar : Lastikler Metzeler Tourance Balatalar Feredo (Yedekleri de var, ama gerekmedi)
Elcik ısıtma Saito (Alplerde ve Kuzey ülkelerinde çok işe yaradı)
Sis farları Hella (Kesinlikle siste ve gece sürüşünde gerekli)
Çantalar Givi 52 + 42 + 42 + bir adet sırt çantası
Sele için eşinize ekstra yastık Yataş Viskoleks (özel uygulama Giysiler Spidi, ceket+pantolon (içliksiz) tam korumalı
Bering ceket+Vanucci pantolon tam korumalı
(Ayrıca yedek dış dizlikler ve bellikler)
Motosiklet çizmeleri Daytona Kasklar Schubert C2
Çoğunluk yazlık giysiler + birer hırka + yağmurluklar
Birer yürüyüş ayakkabısı ve terlik
Fener, çakılar, tamir bandı, yedek ip, plastik torba, vb.
İlkyardım çantası (ilaç – bir iki grip başlangıcı için gerekti)
İki boy termos, hazır çorbalar, kahve, birkaç paket bisküvi
Güvenlik işaretli yelek, lastik onarım köpüğü, zincir spreyi
Acil yardım için alet çantası, tamir takımları
Yedek anahtarlar, evrak kopyaları, sigorta, triptik vb. evraklar
MS AutoRoute programı ile rota planlama notları
Bol yol haritası, ülke ve şehir kitapları, adres tarif dokümanları
İnternetten gezilecek yer araştırma notları.
Vize ve iş durumu son ana kadar belirsizliğini koruduğundan son haftaya kadar pek kimseyle sohbet etme olanağı bulamadım. Gezi programı ve vizeler kesinleşince buna benzer geziyi 15 gün önce tamamlamış olan Önder Dişli ve İlkay Ersoy’ dan birkaç ayrıntıyı aldım, onlara ayrıca teşekkür ederim.
Programın başından beri bizi yüreklendiren, seyahati belki de birlikte yapacağımız, ama sürpriz Bali seyahati nedeniyle bize katılamayan Gürolve Sevtap Köprücü’ ye telefonları ve gün aşırı takip mesajları için özel teşekkürler…
ROTA
Olabildiğince fazla yer görmek (tabi olabildiğince az para harcayarak), Alpleri, Dolomitileri aşmak, yata yata yol yapabilmek, özel yolları ve virajları “İşte ben de yaptım” demek için zor ama zevkli bir rota çizmeye çalıştım.
Geçeceğimiz yerlerdeki uygun olan arkadaş ve dostlarımızı görebilmek için yollarımızı onlara göre ayarladık. Bizi arayan, evinde misafir eden, ağırlayan tüm arkadaşlarımızdan gezi raporumuzda bahsedeceğiz. Tabi aramayanları da )
Slovenya (Uçak ile gidişte ve dönüşte)
İtalya
Avusturya
Almanya
Danimarka
İsveç
Hollanda
Belçika
Fransa
Monaco 10 ülke, onlarca şehir, 5555 km + 660 km tren yolculuğu planladık.
2 GÜN ÖNCEDEN MOTORU YÜKLEDİM
Hem günden kazanmak hem daha az yorulmak için; motoru İtalya da Trieste limanından almak, biz de motor iki gün sonra limana varacağından, Slovenya üzerinden uçakla yola çıkmak için UN Ro-Ro gemisine yüklemeye karar verdim.
Bu konu; diğer gezi notlarında çok açıklıkla yazılmamış olduğundan biraz ayrıntıya gireceğim, sıkılanlar direk virajlar bölümüne geçebilirler _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
BMW R 1200 GSA
İstanbul
En son puhu tarafından Pts Arl 06, 2010 3:38 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 10:24 am Mesaj konusu:
Ro - Ro Macerası
UN Ro-Ro ile her türlü aracınızı gemiyle İtalya’ya gönderip Trieste limanından teslim alabiliyorsunuz. Gemi yolcu taşımaya uygun şartlarda olmadığından (yolcu yeri, güvenliği, konaklama koşulları) tüm şöförleri uçakla Slovenya’ya, Adria hava Yolları ile gönderiyorlar. Motosiklet tek yön 300 Euro, şoför yolculuk bedeli fiyata dahil. Gidiş dönüş bilet alınırsa 500 Euro.
Yolcu bileti 150 Euro, gidiş dönüşte iskonto yok, daha sonraki bir görüşmede 160 dediler. Bazı arkadaşlar 160 – 170 Euro olarak ödemişlerdi. (Onları ben göndermiştim deyince ıskonto yaptılar bana )
Slovenya Ljubliana hava limanından iki saatlik bir otobüs yolculuğu ile limana götürüyorlar. (Hava limanında ve yola çıkarken açıklama yapılmadığından (sizi devamlı gidip gelen yolcu bildiklerinden) sizinle giden şoförlerin peşinden ayrılmayın)
Görüşmeleri ve fiyatları UN Ro-Ro nun merkeziyle (Salacak iskele arkası sk. Kız kulesi villaları A-1 villa No:15 Üsküdar 0216 3100506 Zekiye Hnm. – Tüm verilen fiyatları ve kişileri, konuşma günlerini not alın, değişebiliyor!!)
Ödemeler; Pendik limanda bindirme günü yanınızda, nakit olacak şekilde alınıyor. Küçük araçlar için randevuya gerek yok, cevabına karşın ben iki üç kez gemiyi sordum. İlkay son anda gemi kalkmadığından kara yolunu kullanarak Yunanistan’ı aşmak zorunda kalmıştı.
İşlemlerin 15 dk. Sürdüğünü söylediler, ancak sadece kendi işlemleri için söylediklerini işlemleri hallederken anladım. Yaklaşık 2 saat zaman ayırın. Yükleme 15.00 gibi başlıyor, o saatlerde orada olun.
Önce firma (UN Ro-Ro) bölümüne giderek (gerekli belgeler Pasaport, Ruhsat, Triptik) evraklarını bir aşağı bir yukarı imzalarda gezerek ve ödemeyi yaptıktan sonra aracınızı liman gümrük alanına sokabiliyorsunuz. Yüklemeden önce liman içerisinde gümrük bölümünde araç kayıt kontrolleri yapılıyor (sadece evrak kontrolü, kısa birkaç sohbet, iyi yolculuklar dilekleri, vaayy motorla, bravo valla vb.).
Liman E-5 üzerinden Pendik sapağını Tuzla yönüne giderken 100 mt geçtikten sonra sağa (deniz tarafı ) ayrılarak giriyorsunuz. Eski Pendik tersanesinin hemen yanında UN Ro-Ro ya ait özel liman işletmesi.
Dikkat, ödemeler sırasında daha önce söylenmeyen Liman işlemleri ödemesi ek olarak çıkıyor. Gidiş liman ücreti 26 USD. ve dönüşte aynen. Aynı problem Trieste de Liman işlemleri için 2 x 31 Euro olarak yapılıyor. (inişte ve binişte son paranızı ayırın)
Artık yükleme zamanı; tam yüklü olarak gemi kapağına yaklaştım, herkes turuncu tulumları giymiş, kamyonlar, yük konteynerleri hızla çalışıyorlar.
Kaptan gayet ilgili ve saygılı şekilde, park edilecek uygun yeri kendisi gösteriyor, daha sonra yükleme ekibinden bir personel ve 2. kaptan geldiler, bağlantıları kontrol ettiler. Ben de kendilerine iyi yolculuklar dileyerek anahtarımı teslim ettim.
Ben kendi kayışlarımı ve gerdirmelerimi götürmeme karşın gemide her tür bağlantı ve takozlama mevcut, dönüş yüklemesinde onlarınkini kullandım.
O gün F1 yarış araçları ve pit destek tırlarının yüklemesi vardı ve gemi tam olarak dolmuştu.
Gemiye çantaların dışında sadece ek yastık-seleyi koymuştum, giysiler sırt çantalarında ve kask elimizde uçağa gittik. Ancak hamallığa hiç gerek yokmuş.
Tüm eşyanızı ayrı bir torba ile motor üzerine yükleyin, inişte bizim şöförlerin kahve içtiği liman içi kafeye uğrayın. Kafe de çalışan Bingöl’lüBayram’a memleketten ve benden selam söyleyin.
Kafenin arka tarafındaki personel odasının anahtarını vermeyi kendi teklif ediyor, ücretsiz demleme çay ikram ediyor.(Yolun sonrasında bu demleme çayı çok arayacaksınız, hepsi poşette sallama geliyor)
Personel bölümünde yol giysilerinizi kuşanıp, (tuvaletleri temiz) son çişinizi de yaptıktan sonra yola çıkmaya hazırsınız demektir.
Dönüşte yine aynı yöntemle torbalayıp, motorunuzun üzerine bırakın, çok güvenli.
İşlemler ve yüklemenin tamamlanmasıyla birlikte 18.30 da limanı terk ettim. Artık dönüşü yoktu bu işin kesin gidiyorduk…… _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 10:56 am Mesaj konusu:
2 GÜN SONRA SABAH UÇUYORUZ….
Pazartesi 18.30 da yüklenen motorumuz, geminin yaklaşık 23.00 de hareket etmesiyle yola çıkmıştı. Büyük heyecan daha da yaklaşıyordu, eve geldiğimde tekrar bilgisayar karşısında yol planını kesinleştirmeye çalışıyordum.
Önümüzde 2 tam gün vardı, tüm yol ve otel araştırma hazırlıkları gözden geçirilecek, uğranacak arkadaşlara haber verilecek, işler son bir kez gözden geçirilecekti.
Rotamızı o gece, saat yönünde yapmak yerine tam tersine çevirdik, bu kararımızda kuzey ülkelerine doğru çıktığımızda havanın daha da soğumuş olacağı düşüncesi etken olmuştu. İsveç’teki arkadaşımız havanın 14 C olduğundan bahsediyordu, İstanbul’da ise hava sıcaklığı 40 C üzerindeydi.
Uçak yolculuğu Perşembe sabahı 4.30 da Yeşilköy Atatürk Hava Limanından yapılacaktı. O gece son hazırlıklardan ve yol gerginliğinden hemen hiç uyuyamadım. 03.00 de havaalanında giriş yaparken kontrolde öten çizmelerimiz de çıkarılarak kasklarımız dahil tüm elbiseler sırt çantalarında x-ray den geçti.
Söylemeyi atladım, o ana kadar elimizde firma tarafından verilen hiçbir bilet vb. yoktu. Sadece yükleme ordino belgesi ve para ödeme makbuzu. Bir de hava alanında problem olursa arayabileceğiniz bir telefon numarası. Sorduğumuz sorulara Limanda “Siz kayıtlısınız, direk gidip bineceksiniz” cevabı almıştım.
Ne olur ne olmaz diye, bir gün önce verilen telefon numarasını aradım, kapalıydı. Üç, beş arama hep kapalı, hayy telefonunuza diye web den Adria hava yollarını bulup orayı aradım. Rezervasyondan 25 Ekim’ e kadar gidiş ve dönüşte yer olmadığını öğrendim. Yahu motor gitti, biz kaldık mı acaba ne olacak şimdi derken, verilen telefon numarası hala açılmıyordu. UN Ro-Ro yu aradım, sizin isminiz kayıtlı, onlara yarın bildirilecek dediler. Konuşma sırasında İnci’nin kayıt edilmediği ortaya çıktı. Problem değil, ilave ederiz dediler listeye. Uçak firması yer yok diyor, firma hallederiz diyordu. Neyse öğleden sonra tekrar aradığımda cep telefonu açıldı ve görüştüğümüz bey problem olmadığını, hava alanında görüşeceğimizi söyledi. Umarım ertesi sabah birlikte uçarız diyerek kuşkuyla yattık.
Sabah havaalanı Adria kontuarında telefon numarasının sahibi pasaportlarımızı gösterdiğimizde biletlerimizi verdi.
Ohh kesin gidiyorduk bu sefer…
İlk yol güzergahımızı Trieste – Cortina d’ Amprezzo olarak (257 km) belirlemiştim.
İlk günden, uzun bir süre yol yapacağınız pilyon (artçı) arkadaşınızı yıldırmamak ve geri kalan geziyi zehir etmemek amacıyla kısa sayılabilecek bir ölçü tavsiye ederim.
2 saatlik otobüs yolculuğundan sonra Trieste’yi ve denizi tepelerden görmeye başlıyorsunuz. Limandan çıkışımız ve yol hazırlıkları 12.00 yi bulmuştu. Gecikmeden dolayı çıkışta yan yolları kullanmayı düşünmeme karşın limandan çıkışta doğruca otobana girdim. Otoban hızlı olmasına karşın oldukça zevksiz geçti.
Genelde şehir içlerine yakın geçmesine karşın otoban gürültüsünü kesmek amaçlı yapılmış yüksek paneller, duvarlar, tüneller yüzünden bir şey görmek olanaksız.
Otobanı zorunluluk ve hızlı sürüş dışında kullanmamaya karar verdim. Bu arada kuzeyden güneye indikçe yol ödemeleri aşırı artıyor ( 4_ - 12_ Euro). Bir üç beş derken bayağı bir miktar tutuyor.
Otobandan çıktıktan sonra kuzeye ilerlemeye başladık. Hava çok güzeldi, hafif bir ılık rüzgar yeşilin ve çiçeklerin kokusunu getiriyordu.
Geçtiğimiz yerleşim yerlerinde, olabildiğince merkezlere girmeye çalışıyorduk. Yolumuz üzerindeki küçük köyler, binalar, sokaklar oldukça boştu. Öğleden sonra 15.00 e kadar İtalya’da yerleşmiş olan siesta geleneği her yerde görülüyordu. Alışveriş yapmak için açık tek yer bulamıyorsunuz. Küçük yerlerdeki benzin istasyonları bile kartlı sistem. Dolumu kendiniz yapmak için kredi kartınızı kullanarak alacağınız benzinin bedelini otomatik olarak ödüyorsunuz.
İlk uzun molamızı Vittorio Veneto’ da verdik. Oldukça eski bir yerleşim, binalar çok bakımlı, içini ve çevresini gezmek için daha uzun zaman gerekir. Küçük hoteller ve pansiyonlar da var. Konaklama yapılırsa 1 – 2 gün geçirilebilir, sıkılmazsınız. (Trieste’den 162 km.)
Yolun kuzeye devamında otoban da bizim izlediğimiz yola paralel gidiyordu. Yol kalitesi hiç problem yaratmadı, gayet düzgün, işaretli ve hasarsızdı. Yol üzerindeki birkaç baraj çevresinde sıkıldıkça durduk, kahve, çay molası verdik.
Yolda az da olsa motosiklet görmeye başlamıştık, tek, ikili, üçlü, beşli gruplar halinde. Hemen hepsi yüksüz ya da bir çanta veya topcase ile geliyordu.
Yakın bölgelerden gezi yapıyorlar sanırım, diye düşündüm. Daha sonra bu düşüncemde yanıldığımı, aldığım bir tanıtım broşüründe görecektim. Bizim izleyeceğimiz rota yavaş yavaş Alplerle başlayıp Dolomitilere uzanacak olan motor gezi yollarının arasındaydı.
Ben, yalnızca bu rota üzerinde kalınacak güzel bir yer aradığımı söylerken görüştüğüm, İtalyan arkadaşım Marco’nun tavsiyesiyle biraz daha kuzeyde yer alan Cortina d’Ampezzo’ ya ulaşmaya ve o gece için konaklamayı planlamıştım.
Gördüğümüz tabelalar ve artan yeşil bitki örtüsü, hafiften düşen ısı, yükseldiğimizi ve Alplerin eteklerine vardığımızı müjdeliyordu…
Cortina d’Ampezzo 1956 kış olimpiyatlarının yapıldığı yer. Merkezde ve çevresinde turizm son derece gelişmiş. Konaklama olanakları dışında mağazalar, alışveriş merkezileri, turlar, telesiyejler sayısız.
Biz konaklama için yer belirlememiştik. Bir iki kampingde uygun fiyatlı yer bulamayınca (min oda 80 Euro, kahvaltı hariç) tarif üzerine bir ev-pansiyona yerleştik.
Elvira teyze sadece İtalyanca biliyordu. O kendi dilince bir şeyler anlattı, biz Türkçe.
Yazıyla 65 Euro’da anlaştık. Kahvaltıyı da ertesi gün yolda yapacaktık.
Saat uygun olduğundan yürüyerek merkeze gitmeye ve akşam yemeğini halletmeye karar verdik. _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 11:23 am Mesaj konusu:
Cortina d'Ampezzo
Merkezde gün içinde yapılan etkinliğin kalabalığı halen devam ediyordu. Son derece şık yürüyüş kıyafetleri, bakımlı ve paralı oldukları her hallerinden belli bir grup insan arasında bulduk kendimizi.
O arada şaşkınlıkla bir şarküteride pet şişe suya 2,15 Euro ödedik. Aynı suyu 200 mt. aşağıda markette 0,65 Euro’ya bulunca yolun bundan sonrasında yerli yersiz susamamaya karar verdik.
Bölgede bu yıl olimpiyatların 50. yılı kutlamaları etkinlikleri düzenleniyormuş. Herkeste çevredeki yürüyüş, bisiklet, koşu parkurlarını gösteren ufak bölgesel haritalar vardı. Uygun kıyafetler ve ekipmanlarla sabahın köründe yürüyen ve bisiklete binen insanlara rastladık yol boyunca.
CORTİNA D’AMPEZZO - ARTILAR / EKSİLER
+ Muhteşem bir Dolomite manzarası.
+ Sayısız ancak pahalı konaklama olanakları.
+ Dolomite Super Ski Pass'le geniş bir bölgeyi gezme imkanı.
+ Alışveriş merkezleri ve pazarlarla dolu çekici bir yer.
+ Yüksek standartlarda tesisler.
+ Alternatifli kayak olanağına sahip pistler.
- Tek bir yerde toplanmamış pist alanları.
- Son zamanlarda zayıf kar yağış seviyesi.
- İtalya'ya göre pahalı olması.
- Profesyonel kayakçılar için küçük olması.
- Markalı ve pahalı mağazalarındaki çekici giysilere dikkat...
Sabah kalktığımızda çimenlerin ve motorun kırağı ile kaplandığını gördüm. Dağların arasından yükselen güneşle hafiften erirken motordan yükselen buharları çekerek sizlere yansıtmak istedim ancak tam başaramadım.
Hava yavaş yavaş ısınıyorken motoru yüklemeyi tamamlayıp Elvira teyzeyle yine İtalyanca vedalaştık.
Bugün büyük gün; Dolomitilerde yata yata yol yapacağız. Motorun yüklü ağırlığı 450-500 kg civarında olduğundan yatarken asfaltın kokusunu ve tadını olabildiğince almamaya çalışacağım _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 12:15 pm Mesaj konusu:
DOLOMİTİLER (Viraj, viraj, virajjjj)
Sabah sabah ayrılırken son bir iki resim de ekleyiverdik arşivimize...
Yükleme tamam, yola devam...
Yol üzerinde giderken, dururken, molada bir sürü resim çekmeye çalıştık...
Motor üzerinde net çekmek zor oluyor, üç beş resimden eleyerek anca bir ikisini kullanabiliyorsunuz...
Güne erken başladık. Bugün için gideceğimiz yol, fazla olmamakla birlikte (203 km) manzaralar ve keyif için daha çok mola vereceğimizi planlayarak hazırlığımızı yapmıştık.
Sabahtan başlayarak karşıdan gelen motor sayısı inanılmaz derecede arttı. Selam alıp vermekten çevreye bakamaz oldum.
Bu selamlaşma konusunu daha önce bazı forumlarda birkaç kez okumuştum. Burada ve diğer gezdiğim tüm yollarda şöyle bir ayrım var. Şehir içinde ve küçük yerleşim merkezlerinden geçerken, selamlaşan pek görmedim. O bölgede ulaşım için kullanılan küçük motorları zaten görünüşlerinden ve sürücünün giysilerinden ayırt edebiliyorsunuz.
Tüm Alpler ve Dolomitilerde gezi yapan hemen tüm motorcular, gerek el işareti ile (kimisi sol el parmaklarını L biçiminde açarak sol yana aşağıya, kimisi V işareti yaparak yana, kimisi de el ayası ile selamlıyordu) gerekse kafalarını hafifçe eğerek selamlaşıyorlardı. Arkada oturan yolcu varsa o da ayrıca selam veriyordu.
Yalnız bana çok ilginç gelen bir selamlaşma da, ağırlıklı olarak Fransa bölgesinde gördüm. Daha çok racing tarzı motorlar sizi sollayıp geçtikten sonra sağ ayaklarını dışa doğru (köpeklerin işemesi gibi geldi bana açıp sizi selamlıyorlar. Bu hareket, elleri çaprazda ve solda görüş dışı kaldığından veya sollama yaparken gidonu bırakmama düşüncesinden mi kaynaklanıyordu bilemiyorum. Cruiser tipi motorcular, grup yol yapıyor ise bizde olduğu gibi selam vermiyorlar. Tek başına gidenlerde bazen selam verenlere rastladım. Racing ve Enduro motorların tamamına yakını selam verdiler.
Dolomitiler ve Alplerin birbiri içine girdiği bölgeden sağa doğru devam ederek Parco Naturale Dolomiti di Sesto bölgesine doğru yol almaya başladık. Tüm bölge koruma altında olan bir doğal parktı. Yavaş yavaş yükselirken virajlar kendini hissettirmeye başlamıştı. İlk geçidimizi (Paso Tre Croci) 1809 mt ile arkamızda bıraktık.
Yol kenarlarında gezinti ve bisiklet yollarını gösteren açıklama panoları, arabanızı bırakabileceğiniz ufak park cepleri, dinlenme alanlarıyla doluydu. Abartmasız her geçen arabaya karşın beş motor, on bisikletliyle karşılaşır olmuştuk. Arabasının üzerine 2 - 4 bisiklet yükleyen, bir kenara park edip giysilerini değiştirerek parkura giriyordu.
Doğal parkın olduğu bölgeye yaklaşırken yine Marco’dan aldığımız tavsiyeyle Misurina gölünde mola verdik.
Dağ sıralarının arasında ufacık bir gölcüğün nasıl turistik bir çekim ve reklam merkezi olabileceğini gördük. Aklımıza bizim Karadeniz’deki Uzungöl geldi. Yapıların ne denli zevksiz, plansız, çevrenin nasıl tahrip edildiğini düşündüm.
Dolomitilerin 2998 mt yüksekliğindeki Üç parmak zirvelerinin manzarası eşliğinde yolumuza devam ettik (Südtirol). Sabah yola çıkarken 1200-1300 mtler civarındaydık. Yer yer yeşil yok oluyor, tamamen kıraç dağların arasındaki geçitlerde kalıveriyorduk.
Dobbiaco/Toblach’ a vardığımızda yol ikiye ayrıldı. Sağa gidersek Avusturya’ya girecektik. Zaten yol tabelalarında her iki dilde de (İtalyanca ve Almanca) uyarılar yer almaya başlamıştı. Bizim rotamızsa sola dönüyordu, yine İtalya ve Brunico/Bruneck’ e doğru.
Bölgede motorcuların severek yol yapabilecekleri, bol bükümlü yollar ve rotalar var. Yabancı motor sitelerinde bu bölgelerle ilgili ayrıntılı haritalar ve konaklama yerlerinin adresleri var.
Bu bölgeye gelmeden uzun yol ve sürüş deneyimine sahip olmak gerekiyor. Ben zaman zaman tek motor olmasaydım keşke diye düşündüm. Yapacağınız ufak bir hatada, o andaki zor durumunuzu paylaşabileceğiniz bir motorcu dostunuzun olması iyi olurdu.
Ama yoldan kaynaklanabilecek tek bir problem yaşamadık. Biz bu yollar için en deneyimsiz sürücü olarak 40 – 80 km yaparken yabancı motorlar yanımızda en az 80 – 100 le virajlara giriyordu. Tek kaza görmedik(Ne güzel).
Bir de şunu düşündüm seyahatim boyunca; yolların durumu, trafik işaretleri, diğer sürücülerin size karşı davranışları o kadar güven veriyor ki, bir süre sonra o rahatlığa siz de alışıyorsunuz.
Işıklarda tek durmayan yok, kavşaklarda herkes birbirini bekliyor, kurallara uymayan çok çok az. Bu yüzden yol sizdeyse, hiç bakmadan kavşağa giriyorsunuz. Sanırım kaza olduğu zaman bu yüzden büyük oluyor. Karşı tarafın durmayacağını düşünmüyor kimse…
Zaten kırmızı ışıkta geçeni direk psikiyatrik muayeneye yolluyorlarmış, 1 yıl boyunca sürücü belgesini de alarak. Adamlar direk deli sınıfında görüyorlar.
Süratin, hatalı sollamanın, yanlış dönüş vb. nin cezası var ama kırmızı ışığın kesinlikle affı yok diyorlar. _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 147 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 12:43 pm Mesaj konusu:
Ne güzel gezmişsiniz..
Ve ne güzel yazmışsınız...
Bir gezen motorcu var.
Bir de yazan motorcu...
Sevgili Kenan siz hem gezen, hem de yazan motorcu olarak tebrik edilesisiniz:) _________________ Şahin N.ŞAİR
R1200 GS
www.sairsigorta.com
0216 651 92 25 (3 hat)
0532 615 99 14
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 903 Nerden: ÇANAKKALE
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 1:01 pm Mesaj konusu:
öyle bir dalmışım ki şu an sanki oralardayım
bu sene zaten tatilede çıkamadık iyiki sizler buralara bu güzel raporları hazırlıyorsunuz; benim gibi tatil yapamayanlar sayenizde tatile çıkmış oluyor
devamını bekliyoruz
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 1:02 pm Mesaj konusu:
Geldik Hairpin (saçteli) virajlara...
Virajlar devam ediyor, yol giderek yükseliyor. Biraz önce aşağı vadideki yolu izliyorken bakıyorsunuz tepesindesiniz. İne çıka ine çıka yol alıyorduk.
Yolların kenarındaki yol numaralarından kolaylıkla izleyebiliyorsunuz. Yola çıkmadan yol numaralarını işaretlemekte yarar var. Her yerin adını ezbere bilmediğinizden ve sorabilecek yerleşimde olmadığından kolaylıkla yanlış yola sapabilirsiniz.
Döndük, döndük, sağa yattık, sola yattık, indik, çıktık, indik, çıktık…..
Farklı bir yol adı işaretleme sistemi var. Bizdeki gideceğiniz en uzak, büyük yerleşim merkezinin adı en üstte devamlı yazarken, burada sadece yakın küçük yerleşimler tabelalarda yer alıyor. Giderken uzun süre acaba doğru yolda mıyız düşüncesine kapılıyorsunuz.
Bu yüzden yol numaralama sistemini çok beğendim. En azından yol numaralarını hızla giderken de izleyebiliyor ve kaybolmuyorsunuz….
Trentino/Alto Abige bölgesine girdikten sonra meşhur Dolomiti virajlarında dönmeye, dönmeye, dönmeye başladık. İnci’ye virajları sayması görevini vermiştim
Gün sonundaki notlarda 345 viraj yazdığını görünce yok canım!!! Dedim, O da eh bir yerden sonra başım döndü, ne saydığımı, ne gördüğümü anımsamıyorum dedi
[img]
Geçitlerin sayısını, adını, yüksekliklerini, o kadar çoktu ki unuttuk….
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 1:38 pm Mesaj konusu:
Avusturya alpleri...
Kimi yerde Austria’ya kimi yerde Österreich’e giriş yaptık
Navigasyon cihazımız elinde harita devamlı çalışıyordu, hiç yanlış yola girmedik..
En yüksek geçide vardığımızda baktım ki bizden önce birçok klüp, grup ilanlarını, logolarını yapıştırmışlar.
E, biz de dururmuyuz yapıştırdık İKİTEKER amblemini tabelaya...
Paso del Rombo Timmelsjoch (2509 mt) bölgesinde uyanık Avusturyalılar bir bezirganbaşı koymuşlar. Dağların tepesinde bir tür gümrük kapısı. Geldik yan tarafa park ettik motoru.
Yanaştık gişeye, görevliye geçiş için bilet almak istediğimizi söyledik. Motorla yanaşmamızı söyledi. Listeye göre motorların geçişi 11 Euro’ ydu. Bunun karşılığında ufak bir çıkartma, minik bir kitapçık ve makbuz veriyorlar.
Hadi bin motora, çalıştır, yanaş, stop et, para çıkar, öde, para üstünü cebine koy, tekrar çalıştır, gişeden geç, sağa çek, tekrar park et, stop et… Gişe görevlisinin Avusturya’nın Karadeniz bölgesinden olduğuna karar verdik.
Yollarda o kadar çok motorcu görünce insanın içi bir hoş oluyor. “Biz de nerelerden kalktık geldik görün bak” demek için Turing kurumunun işlemler sırasında verdiği TR amblemini motorun tam alnına yapıştırdım bir mola sırasında.
İnci her ne kadar “Ne o, milliyetçilik damarın kabardı galiba” dese de bu amblem her durduğumuz yerde ilgi çekti. Yanımıza gelen yabancıların dışında bizim Türklerin ilgisi de yoğundu.
Obergurgl bölgesini geride bıraktık, kuzeye, daha kuzeye, gece konaklamayı planladığımız Sölden’ e doğru yola devam ediyoruz. Sölden bölgedeki en büyük kayak ve doğa sporları merkezi. Daha önceki bir sapaktan yine kuzeye İnnsbruck’ a da çıkabilirsiniz. Ancak o güzelim geçitleri ve dönüşleri kaçırmamak gerekiyordu.
Sölden bölgedeki en yüksek üç zirvenin ortasında yer alıyor (Gaislachkogl 3.058,Tiefenbachkogl 3.309, Schwarze Schneide 3.370 mt – 3 Big).
Yine kayak ve gezinti için telesiyejler, yollar ve ekipman mağazalarıyla dolu bir merkez.
Bu bölgede yalnız 2004 – 2005 yılları arasında 30 dan fazla festival, şenlik, etkinlik düzenlenmiş.
Yine herhangi bir rezervasyon yapmadığımızdan bir iki yere sorarak bu kez Herta teyzenin pansiyonunu seçtik (57 Euro oda + kahvaltı dahil) _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
Kayıt: Aug 03, 2006 Mesajlar: 2738 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Prş Ksm 02, 2006 1:52 pm Mesaj konusu:
Muhteşem bir gezi raporu olmuş.
Ellerinize ve ayaklarınıza sağlık. Harika bir gezi olmuş çok tebrik ederim sizi.
Yolunuz daima açık, yollarınız uzun olsun
Saygılarımla Fatoş _________________ Honda CBF 250
-------------------
Sevgi , Saygı , Birliktelik bizimle olsun...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
[/u][/b][/b]
)
[img]
