Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Mar 09, 2005 Mesajlar: 526 Nerden: Üsküdar/Kadıköy
Tarih: Prş Ksm 15, 2007 9:12 am Mesaj konusu: KORUYUCU GİYSİ VE EKİPMANLAR.....NE, NASIL NEDEN? 1-2-3
BU İNCELEME YAZISINDA; MOTOR SÜRÜCÜLERİNİ, MOTOSİKLET KORUYUCU GİYSİ VE EKİPMANLARI HAKKINDA ASGARİ ÖLÇÜDE BİLGİLENDİRMEK VE ÖZELLİKLE SÜRÜCÜLERİN MEVCUT MALZEMELERİNİ DOĞRU DEĞERLENDİREBİLMELERİ VE /VEYA SATIN ALMA AŞAMASINDA DOĞRU MALZEMEYİ SEÇEBİLMELERİ AMAÇLANMAKTADIR. KİŞİSEL OLARAK, MOTOR SÜRÜCÜLERİNİN, EN AZ SÜRÜŞ TEKNİKLERİ KADAR, KULLANDIKLARI KORUYUCU GİYSİ VE EKİPMAN HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLMALARI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNMEKTEYİM.
DOĞAL OLARAK İNCELEMENİN KISITLI SÜREDE YAPILMIŞ OLMASI, ANADİLDE ÇOK KISITLI KAYNAK BULUNMASI VE MALZEMEYİ TEST ETME OLANAĞININ OLMAMASI GİBİ NEDENLERLE, YAZI KAPSAMINDA EKSİKLİKLER VE GÖZDEN KAÇMIŞ BAZI UFAK HATALAR OLMASI DOĞALDIR. BUNLAR, BELİRLENDİKÇE TAMAMLANACAK VE DÜZELTİLECEKTİR.
İNCELEMENİN KAPSAMI, BELİRLİ BİR ÜRETİCİ VEYA ÜRETİCİLERE AİT ÜRÜNLER OLMADIĞINDAN, ÜRETİCİ MARKALARININ BELİRTİLİP, BELİRTİLMEMESİ İLE İLGİLİ OLARAK, HERHANGİ BİR TAVIR ÖNGÖRÜLMEMİŞ VE GEREKTİĞİNDE MARKA BELİRTMEKTEN KAÇINILMAMIŞ OLUP, ÖZELLİKLE YAZININ SONUNDA YAPILACAK DEĞERLENDİRME, YORUM VE BAZI ÖNERİLERDE, MALZEME MARKA VE MODELLERİNDEN ÖRNEKLER VERİLECEKTİR. DEĞERLENDİRME, YORUM VE ÖNERİLER, TAMAMI İLE KİŞİSEL BİLGİ, DENEYİM VE ÖNGÖRÜYÜ İÇERMEKTE OLUP, HERHANGİ MARKA VEYA MARKALARIN OLUMLU YA DA OLUMSUZ OLARAK BELİRLENMESİ HEDEFLENMEMEKTEDİR. ANCAK YAZIYI OKUYUP, DİKKATE ALAN SÜRÜCÜ/TÜKETİCİLERİN; BAZI MARKALARLA İLGİLİ OLARAK DA OLUMLU VEYA OLUMSUZ KİŞİSEL YARGILARA SAHİP OLMALARI TABİİDİR VE DOĞRUDUR. ZÜLFÜ YARE DOKUNMAKTAN KAÇINMAK GİBİ BİR AMAÇ, BU YAZININ HEDEFLERİNDEN BİRİ DEĞİLDİR.
KORUYUCU GİYSİ VE EKİPMANLARA DAİR
VÜCUT RİSK HARİTASI (1 en riskli, 4 en az)
Motor sürücüleri için korumalı giysi ve ekipmanlar uzun zamandan beri piyasada mevcut bulunmaktadır. Bununla beraber, sürücülerin ne kadarı giysi dizaynı, malzeme bilimi, kazada yaralanma mekaniği, alınabilecek önlemler, vs. hakkında ne kadar bilgililerdir ki örneğin, satın almak amacı ile denedikleri ceketin gerçekten yeterli ve etkin koruyuculuğa sahip olup, olmadığını anlayabileceklerdir?
İşte bunu sağlayabilmek amacı ile EU (Avrupa Topluluğu) motor sürücüleri için üretilen giysi ve ekipmanlarda makul etkinlikte bir koruma için minumum bir koruma seviyesinin sağlanması amacı ile yönetmelikler ve standartlar oluşturma yoluna gitmiş ve tüm koruyucu giysi ve ekipmanları, PPE (personal protection equipment) yönergeleri ile tanımlayarak, gerekli koşulları sağlayabilenleri CE markası ile belirlemiştir. Buradaki ana amaç; en basit haliyle, sürücü giysi ve ekipmanının uygun koruma özelliğine sahip olup, olmadığının tüketiciye açıkça belirtilmesidir. Bu tür ekipmanlar düşme veya çarpma neticesinde, korunan vücut bölgesinde meydana gelebilecek şok, travma ve yaralanmalara karşı limitli bir koruma sağlanması amacı ile dizayn ve imal edilmektedirler.
CE İŞARETİ
CE markası (simgesi), üreticinin, EU tarafından belirlenmiş yönerge ve standartların gerektirdiklerini, bu markayı (CE) taşıyan ürünlerinde uyguladıklarını kanıtlar. Daha geniş olarak da, belirtilen PPE’nin 89/686/EEC Annex 2 nolu EU direktifine, EN 340/93 nolu EU genel koşullarına ve EN 1621-1/97, EN 1621-2, EN 1621 2/2003 nolu EU teknik standartlarına uygunluğunu onaylar. (Belirtilen yönerge ve standartlar; ilgili ekipmanın koruduğu vücut bölgesi, kapsadığı yüzey alanı, kullandığı malzeme ve belirlenmiş kuvvetlere karşı gösterdikleri mukavemetin ölçülmesini sağlayan test koşullarını ve kontrol şartlarını içerir.)
RİSK VE KORUMA SEVİYELERİ
Hiçbir koruyucu giysi veya ekipman, düşme veya çarpma durumunda yaralanmalara karşı tam koruma sağlayamayacağı hiç akıldan çıkarılmamalıdır. Ayrıca, koruyucu giysi ve ekipmanlar ancak kullanıcıya göre uygun ölçüde olmaları ve doğru şekilde yerleştirilerek sabitlenmeleri durumunda limitli bir koruma sağlayabilmektedirler. Özellikle sırt koruyucuların, en hayati yaralanmalardan biri olan omurga yaralanmalarını, limit altı darbelere maruz kalındığında bile, çeşitli nedenlerle tamamı ile engelleyemeyebileceği bilinmelidir.
Aşağıdaki tabloda, motor sürücüsü tarafından kullanılan koruyucu ekipmanlara ait model no, tip, dayanıklılık şartı ve ilgili EU standartları belirtilmektedir.
Açıklamalar:
Level 1, koruyucuya uygulanan 50 joule gücündeki bir darbenin, korunan alana en fazla 18 kN olarak transfer edilebileceğini, Level 2 ise bu darbenin korunan alana en fazla 9 kN olarak transfer edilebileceğini göstermektedir. Yani:
Level 1 <=18 kN ve
Level 2 <= 9 kN
Pratik olarak Level 1’in 30mph/48kmh hızda meydana gelebilecek bir kaza dikkate alınarak öngörüldüğü belirtiliyor. Ayrıca tıp uzmanları tarafından Level 2’nin de yeterli görülmediğini, omurga koruyuculuğu için en fazla 4 kN gücünde bir darbe transferinin kabul edilebilir olabileceğinin açıklandığı bilgisinin, kaynaklarda yer aldığını belirtmek istiyorum. Bazı üreticilerin sırt koruyucuları için 4 kN’luk test yaptırdıklarını ve bu bilgiyi Level 2 yanında ayrıca belirttiklerini öğrendim, ancak şu an için marka bilgisine sahip değilim. Eğer bu şekilde onaylanmış (tabii yetkili laboratuarlar tarafından, ör. Satra/İngiltere) sırt koruyucusu ile karşılaşırsanız; hiç düşünmeyin, alın.
ETİKETLERİ ANLAMAK
CE onaylı bir koruyucu giysi veya ekipmanda mutlaka ürünün özelliklerini belirten bir etiket yer almalıdır. Bu etiketteki kısaltmaların açıkllamaları aşağıda belirtilmektedir:
CE : EU onay markası
S : Korunan alan, OMUZ
E : Korunan alan, DİRSEK
K : Korunan alan, DİZ
K+L : Korunan alan, DİZ ve İNCİK
L : Korunan alan, İNCİK
H : Korunan alan, KALÇA (yanlar)
B : Korunan alan, SIRT
Type A, Type B : Korunan bölgenin alanı ile ilgili olarak EN 1621-1/1997
yönergelerinde belirlendiği gibi.
Level 1, Level 2 : Transfer gücü (kN) (Yukarıda açıklandığı gibi)
GO02018 (örnek) : İmalat kodu
Ve üreticiye ait diğer kodlar (şart değil).
Aşağıda CE onayına sahip bir koruyucu malzemenin etiketi yer almaktadır. Yukarıda belirtilen açıklamaları dikkate alarak, ürün etiketi incelendiğinde; bu ürünün Type B tip (uzun) dirsek (E=elbow) koruyucu olduğu, EN 1621-1/1997 nolu EU standartına uygun olarak, İtalya’da üretildiği bilgisine rahatça ulaşmak mümkün. Küçük bir ek: Avrupa’da satılan tüm koruyucu giysi veya ekipmanın bir kullanım ve bakım kılavuzu ile birlikte satılması zorunlu ve bu üründe kılavuz mevcuttu.
Kayıt: Mar 09, 2005 Mesajlar: 526 Nerden: Üsküdar/Kadıköy
Tarih: Prş Ksm 15, 2007 9:15 am Mesaj konusu: BÖLÜM 2
TÜKETİCİ REHBERİ
GİYSİLER
Pratik olarak motor sürücü giysilerini 3’e ayırabiliyoruz:
1-KORUMASIZ : Isı, rüzgar, nem ve yağmura karşı direnç özellikli ( tabii ki bu özelliklerin de farklı direnç seviyeleri mevcut ancak konumuz dışı), PPE yönergelerine, üretici ve sürücü temsil gruplarının EU ile yaptıkları sözleşmelerin dışında kalındığı belirtilen veya hiçbir uygun özellikte CE etiketi taşımayan giysiler.
2-KORUMASIZ AMA CE ONAYLI KORUYUCULAR TAKILI : 1. maddede ki gibi koruyucu olmayan ama belirli bölgelerde (omuz, dirsek, diz gibi) CE onaylı koruyucular sabitlenmiş veya uygun ceplere yerleştirilmiş giysiler. (Bizde genellikle bu tür giysiler satışta bulunmaktadır ve yanlış olarak “koruyucu giysiler” olarak adlandırılmaktadırlar. Doğrusu “koruyucu ekipmanlı giysiler”dir. Ayrıca giyside bulunan bir koruyucudaki CE etiketi, diğer koruyucuların da onaylı olduklarını göstermez.)
3-KORUMALI : Üretici tarafından giysi üzerinde yer alan etikette koruyucu oldukları yönetmeliklerde açıklandığı şekilde belirtilen ceket, pantolon, tulum, bot ve eldivenler. EU standartlarına göre test edilmiş onaylanmış ve CE markalı olarak.
Korumalı giysilere ait standart numaraları (CE etiketinde yer alması gerekiyor) :
EN 13634:2002 : Motor sürücü koruyucu bot ve ayakkabıları için yönetmelik ve test yöntemleri.
EN 13594:2002 : Motor sürücü koruyucu eldivenleri için yönetmelik ve test yöntemleri
EN 13595-1:2002 : Motor sürücü koruyucu ceket, pantolon, tek ya da parçalı giysiler için genel yönetmelik.
EN 13595-2:2002 : Motor sürücü koruyucu ceket, pantolon, tek ya da parçalı giysiler için darbe dayanıklığı tespiti test yöntemleri.
EN 13595-3:2002 : Motor sürücü koruyucu ceket, pantolon, tek ya da parçalı giysiler için parçalanma, kırılma (giysi için) dayanıklığı tespiti test
yöntemleri.
EN 13595-4:2002 : Motor sürücü koruyucu ceket, pantolon, tek ya da parçalı giysiler için darbe kesme dayanıklığı tespiti test yöntemleri.
GİYSİLERİN HANGİ GRUPTA OLDUKLARININ BELİRLENMESİ VE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Aslında grup belirlemesi çok basit: Üreticinin beyanına yani etiket veya markaya göre. Ancak tabii ki her üreticinin beyanının gerçeği yansıttığını söylemek, en azından dürüst üreticiler için haksızlık olacaktır. Maalesef bazı bilgisiz, eğitimsiz satış noktalarının da katkısı ile yanlış beyanlarla haksız kazançlar elde edildiği ve daha da önemlisi, yeterli bilgiye sahip olmayan motor sürücüsünün yanlış bilgilendirilerek, hayatı ile oynandığı da acı bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Bu nedenle aşağıdaki hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum:
1- Uzuv ve arka(sırt) koruyucularının var olmalarının tek nedeni vardır; standartlar kapsamında korumak. Ancak bazı üreticiler, giysilerin uzuv ve sırt yerlerine, koruyucu özellikleri standartlara göre gerekenden çok az olan çeşitli plastik ve köpük esaslı ekipmanlar yerleştirmektedirler. Bu tür ekipmanlara sahip üründe, koruyucu olduğuna dair belirleyici herhangi bir etiket veya marka olmamasına rağmen, giysiyi deneyen tüketicinin, satıcı tarafından doğru bilgilendirilmediği taktirde, giysinin koruma ekipmanlarına sahip olduğunu varsayması, küçümsenemeyecek bir ihtimaldir.
2- CE onaylı/markalı koruyucuların sabitlendiği (veya ceplerine yerleştirilmiş) giysilerle ilgili olarak bazı satıcılar, giysinin tam (ya da “full”) korumalı onayına sahip olduğunu söyliyebilirler veya tüketicinin o şekilde algılamasın sağlayabilirler. HAYIR, giysi onaylı değildir, sadece etiketli koruyucu ekipman onaylıdır. Giysinin onaylı olması için giysi etiketinde CE markası ile yukarıda belirttiğim standart numaraları yer almalıdır (ör. EN 13595-2:2002). (NE YAZIK Kİ BİZ, SÜRÜCÜLERİN EN ÇOK YANILGIYA DÜŞTÜĞÜ NOKTA BURASI, BEN DAHİL)
3- Bazen giysinin dikiş yerlerinde CE yazan etiketler de görmek mümkün. Ancak gerçek; bu etiketlerin, CE uygunluğunu belirleyen özellikte gerçek bir CE onayı olmadığı (yasal etiket özellikleri ve CE etiket fotoğrafı 1. bölümde yer almaktadır) ve aslında sabitlenecek koruyucuların yerini belirlemek amaçlı olduğudur. ALDANMAYIN.
4- Bazı giysi ve ekipman etiketlerinde şu şekilde ifadeler görmek mümkündür:
- Schock absorbing
- İmpact resistant
- Absorbs schock during falls
- Abrasion resistant
- For protection, quality and style
- Total commitment to safety
Bunlar ve benzeri ifadeler, EU standartları açısından hiçbir anlam içermemekte, bir koruma seviyesi belirtmemektedir. Yani, tüketici tarafından “KORUMA YOK” olarak değerlendirilmelidirler.
5- Bir de CE belgeli giysi veya ekipmanların çok pahalı oldukları hususunda bir satıcı efsanesi mevcuttur ki, onu da şu şekilde yanıtlamak mümkün:
- Avrupalı üreticiler arasındaki CE onay ve testleri için yapılan yatırım maliyetinin, satış fiatlarına yansıyan kısmının, enerji, hammadde, işçilik, amortisman, özellikle reklam giderleri ve üretim miktarları dikkate alındiğinda ne kadar önemsiz bir miktar olması gerektiği açıktır. CE onayınının getireceği satış ve pazarlama avantajından ise bahsetmeye hiç gerek görmüyorum.
- Uzakdoğu, daha doğrusu Çin ve benzeri kökenli giysi ve ekipmanlarla olabilecek fiat farkının nedenleri ise hepimizin malumu. Ancak CE onayına (tabii gerçekten) sahip olmuş bir Üzakdoğü firmasının ürünlerinin, tüketici lehinde fiat farkı yaratması ve eğer diğer özelliklerinin de (görünüm, imalat kalitesi, ısı direnci, vs.) tatmin edici olması durumunda, tercih edilmemesi için bir neden göremiyorum (Zaten, biliyoruz ki; Avrupalı birçok üretici, imalatlarını Üzakdoğu’ya kaydırmış bulunmaktadır).
Sonuç itibarı ile motor sürücüsü olarak, yukarıda belirtilenlerin ışığı altında, koruyucu giysi veya ekipman temin ederken öncelikli olarak aşağıdaki hususları dikkate almamız gerekiyor:
a) Ürünlerde CE onayı aranmalı.
b) CE onayı yok ise, ürün etiketinde, kullanıcı kılavuzunda ne yazarsa yazsın, ürün “korumasız” olarak algılanmalı, değerlendirilmeli.
c) Emin olunamadığı durumlarda, acele edilmemeli, imkanlar dahilinde ve özellikle internet aracılığı ile giysi veya ekipmanın koruyuculuğu hakkında araştırma yapılmalı, üreticisinden CE sertifikası ve hangi laboratuarda test yapıldığı sorulmalı.
GİYSİ SEÇİMİNDE KRİTERLER
Önem sırasına göre:
1- Vücüdun tüm risk bölgelerinde darbe koruması
2- Vücuda uygun ölçüde olması (Koruyucu ekipmanların uzuvları tam kavraması ve kaza anında koruduğu bölgeden hareket etmemesi açısından çok çok önemlidir)
3- Dış kumaşın sürtünmeye karşı direnci (tercihan deri veya kevlar malzeme)
4- Isı direnci
5- Rüzgar direnci
6- Su direnci
7- Isı ile ilgili iç parçanın, sökülür, takılır olması
8- Yeterli yüzey alanında ışık yansıtma özelliği
9- Fiatı
10- Görünüşü
Kayıt: Mar 09, 2005 Mesajlar: 526 Nerden: Üsküdar/Kadıköy
Tarih: Prş Ksm 15, 2007 9:16 am Mesaj konusu: BÖLÜM 3
DEĞERLENDİRME ve YORUMLAR
Bu bölümde; yaşanmış bir kazanın, kullanılan koruyucu malzeme ve ekipmanlar açısından değerlendirmesi yapılacak ve buna bağlı olarak bazı öneri ve yorumlarda bulunulacaktır. Kuşkusuz, yapılacak öneri ve yorumlar; kişisel bilgi, deneyim, araştırma ve öngörülerin ışığı altında ortaya konulmaktadır. İncelemenin başında da belirtildiği gibi amacımız, eldeki veriler kapsamında markaları değil giysi ve ekipmanları değerlendirmektir. Doğal olarak yazılanları okuyup, üzerinde kişisel değerlendirmelerini yapacak olan sürücüler, ufak bir araştırma neticesinde, tercihlerine uyan ve standartlara uygun yeterlilikte koruyuculuk sağlayan giysi ve ekipmanların marka, model ve tiplerini, satın alma aşamasından önce belirleyerek, satış noktalarında, ne aradıklarını bilerek bulunacaklar ve dolayısı ile kendileri için doğru ürünü seçme olanakları/şansları yüksek olacaktır ki bu incelemenin hedefi budur.
BİR KAZA SONRASI KULLANILAN GİYSİ VE EKİPMANLARA BAKIŞ
1 ve 2 nolu fotoğraflarda, düşme neticesinde darbe aldığım noktalardaki yırtıklar çok açık bir şekilde görülmektedir. Özellikle 1 nolu yırtık ana darbenin alındığı ve köprücük kemiği kırığına neden olan noktadır. Ancak, belirtilen omuz bölgesinde giysi ve dolayısı ile korumanın %100 sabit olmaması nedeni ile darbenin, tam olarak omuzun hangi noktasına denk geldiğini bilemiyorum. Çünkü kırık olmasına rağmen, omuz bölgesi yüzeyinde herhangi bir darbe belirtisi(morarma, yaralanma) yok. 5 ve 6. resimlerde ceket içi omuz ve dirsek korumalarını da görmekteyiz. Her ne kadar fotoğraflarda gözükmese de iç (sarı) yüzeylerinde CE onay yazısı kabartma olarak yer almakta. Korumalarda da herhangi bir darbe izi yok. Sadece 1. deliğe ve korumanın cepteki yerleşme pozisyonuna bakarak, darbenin korumanın kıvrım yerindeki yan boşluktan alındığı yorumunu yapabiliyorum (7. fotoğraf). Bu kıvrım yarıkları ve pratikte cekete sabitlenmiş (daha doğrusu cebe yerleştirimiş) koruyucuların, koruyacakları bölgede, gerek kullanım, gerekse darbe anında %100 sabit duramamaları ve ceketin kullanım ve yapısal özelliklerinden dolayı harici koruyuculara göre daha dar bir alanda koruma yapmaları nedeni ile bu tür koruyucuların, eksiklikleri olduğunu düşünüyorum. (Yazının sonunda bazı önerilerim olacak.)
3.ve 4. fotoğraflarda görüldüğü gibi asfaltta sürtünme izleri de mevcut. Sürtünmeye karşı ceket gereğini yapmış. Isı, rüzgar ve suya karşı da, kendi izlenimlerim; tamamı ile olumlu.
PANTOLON
Fotoğraf 8
Fotoğraf 9
Pantolonun diz bölgesine alınan darbe ve asfaltta sürtünme izleri açıkça görülüyor. İlk anda diz kapağımında hasar aldığı kanısına varmıştım. Ancak ağrısı 5-6 saat içinde yok oldu. Hafif kızarıklık ve ufak berelerle birlikte, dizüstünde durulduğundaki ciddi ağrı ise yaklaşık 3 hafta kadar sürdü. Alt resimde Hiprotec (Hein Gericke) marka CE onaylı diz korumasını görmektesiniz. Acaba harici diz korumalarımı kullansa idim, dizimdeki rahatsızlığım hiç olmayabilir miydi?
Pantolonun sürtünme, ısı, rüzgar ve suya karşı mukavemeti ise gayet yeterli.
BOT
10 ve 11. fotoğraflarda görüleceği gibi sol ayağın burnundan ciddi darbe alınmış ve ayak bileği dış yüzeyinde ise herhangi bir darbe izi bulunmuyor. Oysa ayak bileğimde ve özellikle de dış yüzeyinde ciddi bir travma gerçekleşmiş ve 4. hafta sonunda hala, bileğimin dışı tarafında ve fibula kemiğimde yürürken hafif ancak merdiven çıkıp, inerken ciddi ağrılarım mevcut. Tahminim; bilekteki ciddi zedelenmenin nedeninin,
ayak burnunun asfalt yüzeye sert bir şekilde çarpması olduğudur. Eğer kaza anında ayakta sürücü çizmeleri olmasa idi, ayak parmaklarında ve bilekte tam kırık veya kırıkların meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Fotoğraf 10
Fotoğraf 11
DİĞER
Kaskın yan ve ön yüzeyinde darbe ve çizikler, vizörde ise sadece çizikler mevcut. Kaza öncesinde ve sonrasında baş ve boyun bölgesinde hiçbir darbe hissedilmedi. Şuraya dikkat: ön yüzeyde yer alan izler çene ve ağız hizasında. Yarım bir kaskta bu darbe ve izlerin nerelere denk gelebileceğine dikkat çekmek istiyorum.
Eldivenlerin avuç içinde ciddi sürtünme izleri mevcut. Ellerimde ise hiçbir yara, bere, ağrı meydana gelmedi.
SONUÇ
Yukarıda yer alan, kaza sonucundaki tespitlerin ışığı altında; ilk ikisi zaten bilinen ve tarafımdan da uygulamalı olarak(!) onaylanan, aşağıdaki değerlendirmeleri yaparak bazı önerilerde bulunmak istiyorum:
1- Çarpmadan, çarpılmadan, düşük vites ve hızda, sadece düşme ile gerçekleşebilecek bir kazada bile, koruyucu giysi ve ekipmanların gereği tartışılmaz.
2- Koruyucu giysi ve ekipmanlar, 1. maddede ki koşullarda bile tam koruma sağlayamaz.
3- Giysiye monte edilmiş, sökülüp, takılabilen koruyucu ekipmanların; standartların gereklerini yerine getirip, gerekli onayları olsa dahi, uygulandıkları ceket ve pantolonun, modeli, amacı, malzemesi, sabitlendiği yeri gibi hususlardan dolayı uygulama yeterliliği husunda bazı eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, kişisel olarak, gerek ceket gerekse pantolon içine uygulanan koruyucular yerine, ilgili bölgeye daha karalı bir şekilde sabitlenen ve gerek kapladığı alan gerek malzeme ve gerekse fiziki yapısı daha etkin, harici koruyucular (harici bir sırt korumayı zaten sürekli olarak kullanıyordum) kullanılmasının daha doğru olduğunu öngörüyorum.
Koruyucu olmayan veya koruyucuları çıkarılmış ve özellikle de kış koşulları için dizayn edilmiş ceket ve pantolonların dışına koruyucu ekipman takılmasının ne kadar zor, kullanışsız ve görüntüsünün güzel olmadığı açıktır. Bu durumda pantolon ve ceketin altına giyilebilinecek malzemelere yönelmek kaçınılmaz görünüyor. Buna uygun olarak; ceket ve pantolon içine giymeye uygun, CE onayına sahip, geniş koruma yüzeyli, fiziksel yapısı daha etkin görünen ekipmanlar, örnek olmak üzere aşağıda belirtilmektedir. (Bu örneklerin verilmesinde, kuşkusuz, tamamı ile kişisel öngörü, deneyim, beğeni ve düşünceler dikkate alınmıştır. Araştırıldığında daha etkili ve uygun ekipmanların bulunması çok doğaldır ve yapılması gereken de, bu yazının amacı da budur: Sürücülerin/tüketicilerin herhangi bir konuda karar vermeden önce, gerekli ön bilgiye sahip olmasını sağlamak amacıyla araştırmaya sevk etmektir.)
Allah korusun Serhat'cigim; dusunsene onundeki bir motorda boyle korumalarla suren bir hanim, kaza yaptirir insana vallahi... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Jan 24, 2005 Mesajlar: 2263 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Ksm 26, 2007 8:23 pm Mesaj konusu:
Bu yazı çok güzel,
malzemelerimi satın alırken bu kadar bilgili değildim.
Bu sene bende bir kaza geçirdim, omuz korumaları ve dirsek korumaları büyük velcro banlarla montuma yapışık, satın aldığım da yerlerini konforuma göre ayarlamıştım, hiç bir kayma olmadan görevlerini yaptılar(montum Clover marka).
Eldiven tercih ederken mutlaka daha abartılı bir eldiven tercih edeceğim.
Kayıt: Mar 09, 2005 Mesajlar: 526 Nerden: Üsküdar/Kadıköy
Tarih: Çrş Ksm 28, 2007 10:23 am Mesaj konusu:
STANDARTLARDA SORUNLAR..
Bu yazı; sırt ve bel dışındaki koruma ekipman standartları (EN 1621-1/1997-bkz. KORUYUCU GİYSİ VE EKİPMANLAR.....NE, NASIL NEDEN? Başlıklı yazı Bölüm1) hakkında dikkate değer bir hususla ilgili eleştiri ve düşüncelerimi içermektedir.
Konuya girmeden önce ilgili resimleri görelim:
Yukarıdaki resimlerde farklı tip ve özelliklere sahip, ikişer adet diz ve dirsek koruması görmekteyiz. Koruyucuların dördü de EN 1621-1/1997 onayına sahip. Resimleri inceledikten sonra aklımıza şu sorunun gelmesi kaçınılmaz:
İlgili standart yönetmeliğinde belirtilen test koşullarını yerine getirmiş ve onaylanmış bu koruyuculardan hangisi daha etkin ya da sürücü/tüketici tarafından hangisi (fiziksel özelliklerini dikkate almıyoruz çünkü önceliğimiz koruyuculuk) tercih edilmeli?
Aslına bakarsanız, standart açısından bu sorunun yanıtını vermek mümkün değil. Çünkü EN 1621-1/1997 standartını belirleyen yönerge bu tip koruyucuların; 50 joule kuvvetinde bir çarpmaya maruz kaldıklarında en fazla 35kN’luk bir gücün (bkz. A.g.e.) transfer edilmesini uygun görüyor ve onaylı ekipman olduklarına göre her ikisinin (dördünün) de transfer gücü 35kN’a eşit ya da daha az. Ancak fiziksel olarak incelediğimizde bu koruyucuların transfer ettikleri gücün birbirlerinden farklı olduğunu kavrayabilmek güç değil çünkü ekipmanlar birbirinden gerek malzeme, gerek dinamik yapı/model, gerek kapladıklar alan ve gerekse bağlama/sabitleme şekli açısından çok farklı. Ek olarak, standart testlerinin yapılması aşamasında, ekipmanların bu farklılıklarının rakamsal olarak da kolaylıkla saptandığını ya da saptanabileceğini söyliyebilmek mümkün.
O halde bu koşullar altında, niye bize koruyucunun etiketinde, 50 joule kuvvetinde bir çarpmaya maruz kaldığında tam olarak ne kadar bir gücü transfer ettiği açıkça yazılmıyor da, onun yerine sadece =<35kN değeri ( EN 1621-1/1997'in belirttiği değer) belirtiliyor?
Bu sorunun birden çok yanıtı olabilir ama en önemlisi, çeşitli nedenlerle standartların belirlenmesinde tüketici veya tüketici örgütlerinden çok üretici ve üretici örgütlerinin söz sahibi olmasıdır.
Ürünlerin, test sonucu elde edilen değerleri tam olarak tüketici tarafından biliniyor olsa, kuşkusuz, tüketici en az (mümkünse 0) transfer gücünü elde etmiş ürünü tercih edecekti. Bu durumda diğer üretici, kendi ürünlerinin daha alt değerlere sahip olabilmesi için yeni yatırımlara gerek duyacak, uzun süreli olamayan yatırımlar maliyetleri yükseltecek, tüketicinin alım gücünü aşmamak için de çok küçük karlarla çalışmak durumunda kalacaklardı ya da fiatların yükselmesi neticesinde hem üreticilerin satışları, dolayısı ile kazançları azalacak, hem de bazı sürücü/tüketiciler bu tip ürünlere, fiat nedeni ile ulaşamayacaklardı.
Nedeni ve aksi durumdaki sonuçları ne olursa olsun, bu standart uygulaması; mevcut rekabetin, ürünün ana amacı olan koruyuculuk faktörünün dışında gerçekleşmesine neden olmaktadır. Oysa bilindiği gibi küresel ekonomi politikalarının ana sloganlarından biri serbest rekabet ile tüketicinin en fazla faydayı, en uygun bedelle sağlamasıdır.
SONUÇ
Yukarıdaki hususların ışığı altında şu değerlendirmeyi yapıyorum: Kuşkusuz, bu tip koruyucuların standartlarını belirleyen EN 1621-1/1997 yönetmeliği yetersiz ve eksiktir. Mevcut uygulama ya da yönetmeliklerin yenilenerek, test neticesinde elde edilecek değerlerin rakamsal olarak ürün etiketlerinde yer almasını ummanın bir hayalden öteye gidemeyeceği açıktır ama en azından bu standart aralığının (0-35kN) 3’e bölünmesi ile ürünlerin 3 farklı seviyede (ör. 0-10kN arası seviye(level)1, 10,1-20,0kN arası seviye2, 20,1-35kN arası seviye3 gibi) derecelendirilmesinin gerekli ve uygulanabilir olduğu kanısındayım.
(EU bu değerlendirmemi dikkate alır mı, acaba? Ne dersiniz?) _________________ Dostlukla
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
