Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 99 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - 7 ülke, 7 gün, 2500 kilometre: Batı Alpler Geçişi-Film ekli
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

7 ülke, 7 gün, 2500 kilometre: Batı Alpler Geçişi-Film ekli
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Pts Eyl 13, 2004 8:04 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Tırmanışa devam, bir yol inşaatı sebebiyle karşılıklı kırmızı yeşil ışık var. İnenler bekliyor, dolayısıyla yol bizim...

Tırmanış 2,05MB

Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
nwanda
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 06, 2003
Mesajlar: 749
Nerden: istanbul

MesajTarih: Pts Eyl 13, 2004 12:15 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ellerinize sağlık. Videolar harika, seyrederken monitorun karşısında sağa sola yattım ben de. icon_biggrin.gif
Basut'un karadeniz gezisi gibi, bu gezi de bence ayrı bir başlık halinde derlenmeli. Umarım böyle bir girişiminiz olur.

erkan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Goblin
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 869

MesajTarih: Pts Eyl 13, 2004 4:16 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Çok güzel bir gezi ve çalışma. Belki geç oldu ama en çok takdir edilmesi gereken bölüm daha yolculuk başlamadan motor sorununa İlker'in yaklaşımı olmuş bence. Sinan, scooterla böyle bir gezi yaparak oldukça güzel bir mesaj verdiğine inanıyorum, eline sağlık. Bazı resimler istisnai güzellikte. Bilhassa kedicik, buzul ve heykel resmi. Sinan, video çekimlerini nasıl yaptınız?
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Pts Eyl 13, 2004 6:45 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Goblin demiş ki:
Sinan, video çekimlerini nasıl yaptınız?




Italya'nın Aosta kentinden çıkmıştık ve Gran Saint-Bernard geçişine hazırlanıyorduk. Benim aklıma makinayı file ile gidona bağlamak geldi. Yukarıdaki gibi uygulamayı gerçekleştirdik. Bana düşen sadece on off yapmaktı...

Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 12:29 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Pts Eyl 13, 2004 8:10 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

-...9 Euro
-Kaç?
-19 euro...
-Yuh...

Don Kişot önde, ben arkada, Mont Blanc Tüneli girişindeyiz. Onun söylediği rakamı tam duyamıyorum. Don, uğradığı şoktan dolayı hatırlamayıp 17 euro yazmış ama bu tünele motor başına tam 19 euro bayıldık. Olsun, bir daha ne zaman 10 küsur kilometre tünelden geçeceğiz ki...

Tünel daracık, bir geliş bir gidiş. Yazılar bir Italyanca, bir Fransızca. Bir anda İtalya'ya geçtik, çevrenin karakteri değişti. Aosta Vadisi Italya'nın en küçük coğrafi bölgesi:





Şaşkın şaşkın bakınarak Aosta şehrine geliyoruz. Burada biraz kaybolarak ve de kendi adıma şehri pek sevmeyerek, bizi yukarı çıkartacak olan yolu zar zor bulup tırmanışa başlıyoruz.

Mola noktasına kadar kısa bir film çekiyoruz:

Manzaralı yollar, 2,05MB

Sanço

Devamı, azzz sonra...
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 12:47 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Pts Eyl 13, 2004 8:35 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Aşağıdan bakınca yolun taa yukarısında uzuun bir kemer dizisi var... Nedir diye soruyorum kendime, ne olduğu yolda karşıma çıkıyor:



Sonunda tepeye ulaştık. Burası, Grand Saint Bernard geçidi. İtalya'nın en kuzey ucundayız. Buranın köpekleri meşhur, malum:



Don Kişot ile Sanço Panço, Grand Saint-Bernard Hatırası:



Sınırı rahat bir şekilde geçiyoruz, işte filmi, buyrun:

Avrupa Birliğini terkedip, İsviçre sınırını geçiyoruz, 2,71MB

Sınırı geçmemizin verdiği sevinç ve heyecan ile kartopuna kaptırıyoruz:



Lozan'a kadar uzun bir yol var önümüzde. Hayal ettiğimiz yerdeyiz artık...:



Umarım her motorcuya bir gün kısmet olur...

Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:03 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Sal Eyl 14, 2004 8:24 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Mükerrer.

Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:04 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Ilker
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 13, 2003
Mesajlar: 2531
Nerden: Bruksel

MesajTarih: Sal Eyl 14, 2004 9:16 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Uzuntu ve muz kabugu... Donus yolundayiz...

Her guzel seyin sonu geliyor, bizim tur da son iki gunune girdi. Heyecan ibresi inise gecmeye basladi. Bugun Lozan'dan ayrilip Strasbourg'a kadar gidecegiz. Ama geldigimiz rotadan degil, bu sefer Bern tarafina dogru baska bir rotadan. Sinan okudugu dergilerde gordugu bir rotayi isaret ediyor haritada. "Deneyelim" diyerek yola cikmaya hazirlaniyoruz. Once saglam bir kahvalti tabii.

Hostelden check-out yapip yola ciktik. Ilk kisim otoban. Uzun, sIkIcI ama onumuzdeki virajli yollarda kaybedecegimiz zamani dengelemek icin faydali. Isin guzel yani, bugun kafamiza gore takilacak olmamiz. Belli bir yeri gormek icin gitmiyoruz. Tamamen serbestiz. "Surada ne varmis?", "A bak bu yol guzele benziyor" diyerek dalacagiz. Tek hedef aksam cok gec olmadan Strasbourg'da olmak. Evin anahtarlarini almamiz lazim gene.

Otoban bittikten sonra virajli guzel koy yollari basliyor. Ama cok zevk aldigimi soyleyemecegim. Sicaklik feci bunaltiyor. Arkamda da 3 tane tam yuklu bavul olunca motorun dunku hafifligini ozluyorum. Sanki alet virajlara daha zor yatiyor. Sag-sol bagajlari mi dengesiz yukledim, nedir?




Kucuk koylerden gecerek sInIra ulasmaya calisiyoruz ama hIz limitleri yuzunden koy iclerinde 30'a kadar dusmemiz gerekiyor. Vakit oglene yaklasiyor, biz hala Fransa'ya varamadik. 3-4 koy daha gecip rotayi otobana cevirmeye karar veriyorum. Fransa icinde otobanlara girip enayi gibi para vermeye niyetim yok.

Bu dusuncelerle virajlari ardi ardina alirken tum tatil boyunca yasadigim en tehlikeli durumla karsilasiyorum. Hizin arttigi koyler arasi yolda sert bir sag viraja daliyorum, onumde jip benzeri buyuk bir arac var. Olanca hizi ile donuyor viraji. Yatis derecesinden virajin gittikce sertlestigini anliyorum. Seridimin en solundayim, iyice yatirip donecegim. Tam bu sirada cin carpmisa donuyorum. Virajin gorunmeyen tarafi selale gibi birseyin altindan geciyor, yol sirilsiklam. Yatirip yatirmama konusunda tereddutte kaliyorum. Karsi seride bakiyorum, bos ise oraya dalacagim. Biraz genis alirim viraji ama alirim en azindan (1-0 olsun, bizim olsun mantigi icon_rolleyes.gif ). Aksi gibi karsidan da minubus geliyor. Hala motoru yatirmamisim ve minibuse kilitlenmis halde karsi seride gidiyorum. Kendime gelip tekrar viraj cikisina bakiyorum

"Yattin yattin oglum, yatmadin minibusun altindayiz"

diyerek asiliyorum sag gidona. Lastikler "sollama yapilmaz" cizgisine teget gecerken motor yatiyor, lastikler tutunuyor. Ohh, tekrar viraj icine gitmeye basladik. Sag saglim donuyorum ama omrumden kac yil gitti bilmiyorum.


Koyleri gectik, otobana ciktim. Yol surekli daglardan gittiginden gidisimiz cok monoton degil. SInIra yaklasirken bir kasabada mola verip oglen yemegi yiyoruz. Yer-mekan bilmedigimizden esnaf lokantasi yerine McDonalds'a giriyoruz. Etrafimizda garip sekilli evler var.




Yemekten sonra tekrar yoldayiz. Artik sInIr tabelalari gorunmeye basladi. Haritama gore otobanin Fransa'ya kadar devam etmesi lazim. Gel gor ki kefere yolu degistirmis gene. Ara yollara daliyoruz. Gunesin alninda yol secmeye calisiyorum. Sanco her molada bizi cekiyor.





Suratimdan ne kadar bunaldigim anlasiliyor herhalde icon_rolleyes.gif


Sonunda hududa geldik. Biraz trafik var ama Fransizlar da pismis herhalde, kimseyi durdurmuyorlar. Bizimki ne zaman firsat bulduysa makinayi cikartip olumsuzlestirmis anI.






Mulhouse'a kadar olan yol siradan. Fazla anlatilacak birsey yok. Bizim Sanco-panco mimar oldugundan, yakinlardaki bir kiliseyi gormemizi oneriyor. Her mola benim icin serinleme anlamina geldiginden seve seve kabul ediyorum.

Kendime not: Yoksa Mulhouse degil, Colmar miydi orasi? Tam hatirlamiyorum. Beynim su kaynatinca isimler iyice silinmis. Neyse, Sinan yazar nasilsa...

Turizm info'ya gidip kilisenin yerini soruyoruz. Cok uzak degilmis. 20 dakika yol yaptiktan sonra kilisenin tepesinde oldugu koyu buluyoruz.




Rampaya sardirip tepeye variyoruz. Etrafta 3-5 araba var, bizim gibi ziyarete gelmisler. Demek unlu mekan hakkaten.

Atlari baglayip iceri yoneliyoruz. O ne! Kapida biletci para topluyor. Giris 2 Euro. Allah'in kilisesi yahu, ne parasi? Neyse, bu kadar geldik, verelim diyerek iceri giriyoruz.

Simdi, burada bir es verelim. Unlu kilise deyince sizin akliniza ne gelir? Boyle heybetli can kuleleri olan, ici oyma-kakma dolu bir yer di mi? I-Ih, burasi oyle degil. Zaten kilise degil chapel'mis. Sanco-panco'nun dedigine gore modern sanatin bitisini simgeliyormus. Guzel mi cirkin mi karari size birakiyorum.




Detay goremeyenler icin, bina bildigimiz betonarme. Disina siva bile atma geregi duymamislar. Merak eden icin, icinde de siva-miva yok. Kaba insaat olarak birakmislar yapiyi. Belli ki butce yetmemis. Veya mutehait izin almadan insaaya baslamis, belediye de kacak oldugundan gelip insaati durdurmus. Anca bu kadarini bitirebilmisler. icon_wink.gif





Sanco mutlu mesut binanin etrafini dolasirken kendimi iceri atiyorum. Biraz serindir icerisi diye. Tas bina olmadigindan icerisi de yaniyor. Butce yetersizligi kilisenin icini de vurmus. Toplam 5 kisi alacak 7-8 tane bank koyabilmisler iceri. Yani ayin olsa, 40 kisiden fazlasini alamayacak kilise.

Hayal kirikligi ile disari cikiyorum. Allah'tan binanin etrafi agaclarla kapli. Bir tanesinin golgesine serileyim niyetindeyim. Gezinirken yakinlardaki agacin altina oturmus bir topluluk dikkatimi cekiyor. Nese Erberk manken ajansi, kilise bahcesinde meditasyon gunleri duzenlemeye baslamis herhalde. 20 tane hepsi birbirinden guzel kiz daire seklinde dizilmis, birseyler konusuyor. Sevaba girmek icin yakinlarina kamp kuruyorum. Yukaridaki resimde kilisenin hemen sagindaki golgede pusu kurmus halimi gorebilirsiniz icon_razz.gif .


Ben malak misali sogut golgesinde yatarken Sanco geliyor. Yola cikma vakti gelmis gene. Rahattik boyle ya!

Motorlarin basina donuyoruz. Hedef sarap rotasinin baslangicindaki Obernai. Lozan'a giderken duramamistik. Sinan'a sozum var, bu sefer duracagiz. Peki hangi rotadan gitsek? Bike dergisinin Colmar ve etrafinda onerdigi bir rota aklima geliyor. Bakiyoruz, tepeleri tirmanarak, vadilerden gecen bir rota. Iyidir herhalde diyerek yola koyuluyoruz. Gidecegimiz yol iste bu tepelerin ardinda.





Ilk bir saat boyunca "Bu yol nasil tavsiye edilir ki? Baksan bir numarasi yok" modunda gidiyoruz. Gorulecek fazla birsey olmadigindan fotograf da cekmiyoruz. Arada bir yol numaralari yok oldugunda haritayi cikartma ihtiyaci duyuyoruz.

Sonra asagidaki kasabanin yakinlarinda bir mucize oluyor. Yol sihirli degnekle dokunulmus gibi motorcu cenneti haline geliyor.




Tepeler arasinda ormanlik araziden giden, bir yukselip bir inen, arada meskun mahalin hic olmadigi bir yol dusunun. Asfalt birinci kalite, yollar genis, hava acik ve gun batmaya basladigindan sicaklik dusmeye baslamis. Bundan daha ideal sartlar olabilir mi? Yolu daha iyi anlatmak icin su benzetmeyi yapabilirim sanirim. Sile-Agva yolunun genisligini 2 katina cikartip yoldaki tum cikisi gorunmeyen virajlari gorunur hale getirin.

Etrafimizda tek tuk arabalar var. Hem bizim seritten hem de karsidan surekli racing veya super-moto kullanan motorcular geliyor. Tum yo lboyunca bir tane hiz tabelasi yok. Belli, biri hepsini yok etmis. Geride kalanlarin da icini temizlemis. Tabelanin duz aluminyum arkaligi kalmis sadece. Millet deli gibi diz aca aca donuyor.

Bir sure sonra o kadar kendimizi kaptirdik ki hic durmadan yol almaya basladik. Sanco esegi mahmuzladikca mahmuzluyor. Ufacik karakacan ne virajlar aliyor, gormeniz lazim. Daha bir senelik biniciyim, yol bittikten sonra kendime

"Sen bugune kadar viraj donmeyi bilmiyormussun. Simdi ogrendin iste!"

dedim. Muazzam bir tecrubeydi. Yol cekimlerini Sinan koyar nasilsa, hep beraber goruruz.


Yol bitimine yakin bir anit mezarda durduk. Aklimiza cesitli oyunlar geldi. Sinan onden yola cikip cekime baslayacak, ben ona yetisip gececegim gibi.





Boyle oynaya oynaya, agzimiz kulaklarimizda giderken tum tatilin en uzucu aniyla karsilastik. Motorcu bir kardes kaza yapmis. Ambulanslar ve iki helikopter olay mekanina gelmis. Motorun durumuna baktik, fazla hasar yoktu. Sanco surucuyu gormus, full deri takimli bir adama suni solunum yapiyormus ilk yardim ekipleri. Insallah hayata donmustur.



Bu samardan sonra kendimize geldik. Tempomuzu dusurup Obernai'ye kadar yavas yavas geldik.

Motorlari park ettikten sonra Sanco-panco'nun kendini kaybetmesini seyrettim. Adam herseyin fotusunu cekti icon_smile.gif





Obernai'de gezdikten sonra vakit iyice gec olmus, biz de acikmistik. Strasbourg'a varip evimize yerlestik. Ustumuzu degisip kendimizi donerciye attik. Tum Avrupa'da yedigim en lezzetli doneri yapiyor bu adam. Mekanin adi aklimda degil ama sehir merkezindeki "Turk caddesi" denilen sokagin basindaki bufe. Kesinlikle tavsiye ederim.

Yemek ertesinde yorgun bedenlerimiz gezmek istemedi. Donup dus aldiktan sonra cup, yataklara...


Yarin: Harita ustunde karis hesabi nasil yapilir?...
_________________
Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...


Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Eyl 15, 2004 7:15 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sanço Panço'nun günlüğü

Gr. Saint Bernard'dan inerken de çok güzel filmler çekiyorum. Onları biraz gecikmeli olarak koyacağım.

Akşam Lozan'da epeyce bir lokanta geziyor, pahalı olduklarından emin olunca da, McDonalds'da sakin bir yemek yiyoruz. Son bir Lozan turu atarken rastladığımız şu atın güzelliğine bakar mısınız?



Öyle başıboş bırakılmış, ne bir disk kildi ne de başka bir güvenlik... Üstelik gidonu da görüldüğü gibi dümdüz, al götür. Don Kişot atın soyluluğundan dolayı resmen ağlıyor: "Yahu be adam, ne zaman çıktı da, ne zaman aldın, hadi aldın ne buralarda başıboş yemlemeye bırakırsın..."

O gece uykumuzda ikimiz de viraj döndük.

Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 12:35 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Eyl 15, 2004 7:52 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sanço Panço'nun günlüğü

Alp Geçişini gerçekleştirmenin verdiği ferahlıkla, dönüşe geçiyoruz. Bugünün de çok keyifli geçeceğinden, henüz haberdar değiliz.

Geldiğimiz yoldan gitmeyelim desek de, yol Neuchatel'e kadar rotamız gelişin aynısı. Önceleri Basel'den dönmeyi düşünmüştük, ancak Strasbourg'lu dostlar, o bölgede Fransız, Alman, İsviçre 3 sınır değiştirildiğini ve bazen kök söktürdüklerini söylediler. Biz de bu rotayı çizdik.

Üzerimizde İsviçre Frangı kalmamıştı ve karnımız acıktı. Don Kişot'un dediği gibi gavurun McDonald's dediği bir köfte ekmek lokantasında durduk. Buradan da yukarı Fransa'ya... Önümde gitmesine rağmen Don Kişot'un yaşadığını anlattığı tehlikeyi (lastik tutunmama) hiç farketmedim. Demek ki sınırlarına o kadar da yakın değilmiş, ya da gözümden kaçtı.

İsviçre'den Fransa'ya geçiyoruz:



Tekrar Belfort'a çıktık, yine her taraf yağ yakan Peugeot ile doldu. Don'dan bir ricam oldu. Otoban'da giderken, kocaman bir tabelada Chapel de Ronchamp'ın burada olduğunu görüp, uğramak istediğimi söyledim. Bu bina, 1920'lerde başlayan Modernizm akımını sona erdiren yapılardan bir tanesidir. 1950'li yıllarda Le Corbusier tarafından tasarlanmıştır. Mimarlık tarihinde okuduğum bir yapıya bu kadar yaklaşmak beni çok heyecanlandırmıştı. Sağolsun Don Kişot da beni kırmadı. Belfort'da turizm ofisini bulup harita aldık. Ronchamp aslında bir kasaba imiş:



Turizm bürosunda konuştuğu fransızca ile melek gibi görünen kız, "şu köşeyi dön, hemen orada" gibi bir tarif yaptı. Otobana yakın sansam da yaklaşık 20 kilometre içeri gittik. Don Kişot binanın ıvır zıvır taraflarını koymuş ama binanın en meşhur fotoğrafı şu:



Çok heyecanlanmıştım. Don'u bahçede manken ajansı okulu kızlarına emanet edip çevreyi ve içeriyi dolaştım. Bir ara Don'da geldi. Ama ben yasak olan fotoğraf çekme işlemine girişince, Red Light Street'de su yediğimizi anımsamış olacak ki hızla benden kaçtı:



"Madem bu kadar gelmişiz, bari ara yollardan gidelim" diyerek tekrar otobana girmedik. Böylece, aslında gelirken planladığımız ama yapamadığımız, Bike dergisi tavsiyesi Grand Ballon Dağları geçişini yaptık.

Devamı azzz sonra.

Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:30 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Eyl 15, 2004 10:45 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Yukarıdaki haritayı takip ederek, çok az miktarı öylesine giden bir yol olsa da müthiş yollardan geçtik. Hele Obernai yolu D130'a sapmadan önce Don Kişot ile çok iyi bir tempo tutturup at ve eşeği mahmuzladık. Büyük bir keyifti. D130'a saptığımızda, Obernai'ye takribi 30-40 kilometre kalmıştı, ben yine dayanamayıp kamerayı motora bağladım.

Arada Don Kişot ile oyunlar da yaptık. Güya benim eşeği yakalayıp geçecek de ben de çekeceğim. Benim eşek iyi kaçtığı için onun da epeyce gazlaması gerekecekti:

Ha Gayret, 500Kb

Don Kişot'un en çok etkilendiği nokta, hız limitlerini gösteren tabelaların sökülmüş olması. Şimdi siz benim böyle anlattığıma bakmayın. İkimizde fazla hız yapmadık ve limitleri aşmadık. Önümde giden Don Kişot'un öyle yere pegleri falan sürtmüyordu ama normalin biraz üzerinde keyifli yatıyorduk.

O ara tepemizde irice bir helikopter dolaşmaya başladı. İçimden "yok canım hız kontrolü yapıyor olamazlar" diye geçirdim. Uzaklaşan helikopter biraz sonra yine geçti. Az sonra hemen önümüzde helikopter yola indi!!! Biz hala pek hız kesmemiştik.

Taa ki:



Bu kazayı görene kadar. Film maalesef kısa çünkü hafıza bitti. Pek bir şey anlaşılmıyordu. Bir RSV Mille yerde sol yanı üzerine yatmış, pek bir hasarı yok görünüyordu. Deri takımlı birisini yere yatırmış, ağzına şu hava veren iri balon ile suni solunum yaptırdıklarını gördüm. Arkadaşları da Ducati vs. atlarını kenara bağlamışlar bir kenara çekilmişlerdi.

Bu ıssız alanda böylesine ilk yardım takdir edilebilecek bir durumdu ama açıkçası her ikimizde çok üzüldük ve korktuk. Böyle bir şey olsa kimi arayacaktık, bunu hiç düşünmemiştik...

Kös kös Obernai'ye vardığımızda, fotoğraf çektim ama gözümüz pek bir şey görmedi, güzel bir ay vardı onu hatırlıyorum...

Atlı adama üzülmüştük, yavaş bir biçimde son 20-30 kilometreyi de aşıp Strabourg'a ulaştık, gerisini Don Kişot anlatmış zaten...

Yarın: Neye niyet nereye istikamet...


Sanço Panço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:10 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Pts Eyl 20, 2004 8:57 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Mükerrer.

Sanço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:05 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Sal Eyl 21, 2004 7:28 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Mükerrer.

Sanco
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın


En son sinanozgen tarafından Pts May 22, 2006 1:06 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Ilker
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 13, 2003
Mesajlar: 2531
Nerden: Bruksel

MesajTarih: Sal Eyl 21, 2004 8:16 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Eve dönüş; neye niyet neye kısmet...


Pırıl pırıl parlayan güneşin ışıkları ile uyandık. Beygir üstünde dolaşmaya alıştığımızdan olsa Sanço-Panço'da da bende de en ufak yorgunluk belirtisi yok. O zaten benden önce kalkıp internete bağlanmış, foruma mesaj yazmakla meşgul.

Çantalarımızı toparlayıp güzel bir kahvaltı yaptık. Ev sahibemiz sağolsun, aç komuyor bizi. Biz de Avrupa'nın göbeğinde demlenmiş çaylı, çizik zeytinli kahvaltının tadına varıyoruz.

Bugünkü plan herhangi bir rotayı takiben Strasbourg - Belçika/Spa yapmak. Mümkün mertebe otobanlardan uzak duracağız. Boyun ağrımın sebebini çözdüğümden beri ölesiye nefret yaratır oldu otobanlar. Hem paralılar da zaten. Girerken ayrı para veriyorsun, çıkarken ayrı. Salak ya bu Fransız'lar.

Harita ile işimizi bitirdikten sonra kısrakları yüklemeye aşağıya iniyoruz. Turun son ayağını yaptığımızdan içimiz buruk. Ama bir yandan da memlekete dönüyor olmanın getirdiği rahatlama var.



Ama yola çıkmadan önce Sanço dergi isterim diye tutturuyor. Germenya'da Fransız mecmuası pahalı tabii, adam haklı. "Nereden bulunur?" diye düşünürken aklımıza otogar geliyor. Atlayıp gidiyoruz. Ortalık yanmaya başladı gene. Sanço'nun malzemeler fileyle tutturulduğundan birimizin motorların başında beklemesi lazım. O kişi haliyle ben oluyorum. Bulduğum ilk gölgeye atmışım kendimi. İşte gar, işte asansör arkasına erketeye yatmış Don Kişot.





Nihayet yola koyulmaya hazırız. Otobanlardan şeytan görmüş gibi kaçtığımdan sürekli gidiş-geliş yollarda ilerliyoruz. Zevk alıyor muyuz? Kocaman bir HAYIIIRRRR. Sebep yolun dümdüz olması. Yanımızdan otoban gidiyor, biz de onu takip ediyoruz. Üstelik habire kasabalara girdiğimizden trafik keşmekeşi ile uğraşıyoruz. "Bu böyle olmayacak, gel biz gene otoban yapalım Sanço" diyorum, istikameti değiştiriyorum.

Gavurun paralı yoluna çıktık gene. En azından tempomuz artıyor. Böylece mola yerlerimizde daha çok vakit harcayabileceğiz. Ara ara bakıyorum bizim Sanço'nun karakaçan düzlükte 120'yi filan vuruyor. "Dip gaz yapa yapa motoru açtık herhalde" diyorum. Artan sürat bana yol-su-elektrik olarak dönmese de daha az boyun ağrısı olarak dönüyor. Değmeyin keyfime.





140km kadar oluyor Starbourg'dan çıkalı. Önümüze gelen bir benzinciye giriyorum. Beygirleri yemlemek lazım. En azından benimkini değil ama Sanço'nunkini. Pompaya yeltenmişken "Ne oldu? Neden durdun?" diyor Sanço, "Bitti bitecek benzinin, dolduralım deponu" diyorum.

"Yok abi, daha yarının biraz altında. Devam edelim." Ölmeden önceki son sözler icon_rolleyes.gif

diyor. İyi bakalım devam ediyoruz. 110-120 iyi tempo gidiyoruz. Ama o ne? Sanço gittikçe aynada ufalmaya başladı. Hıza bakıyorum 120-110-100 hala uzaklaşıyorum. Alette sorun mu var acaba? Sonra km sayacıma bakıyorum. 170'i gösteriyor. Anlıyorum ki bizimkinin benzini bitmek üzere. Hızı düşürüp tasarruf moduna geçmiş. 70-80 ile giderek bir sonraki benzinciye atıyoruz kapağı. "Ne oldu?" diyorum; "Benzin göstergesi zart diye kırmızıya düştü" diyor. E ben demiştim di mi?





Benzin alıp yola devam. Biraz sonra Luxemburg hududuna varıyoruz. Tüm tur boyunca sınırlarda resim çekmediğimizden yakınıyor Sanço. Çoçuk haklı. Hemen durup pozumuzu verelim.





Sınırı geçer geçmez benzinciye dalıyoruz. Arpadan vergi alınmıyor bu memlekette. Depoları dibine kadar dolduruyoruz. Bir sonraki hedef Luxemburg merkez. İlk gün aceleden mola verememiştik, bu sefer duracağız.

Şehir merkezine oldukça yakın bir yere motorları park edip tura çıkıyoruz. Günlerden Cuma saatlerden öğleden sonra olduğundan ortalık panayır yeri gibi. Foto çekme seansını bitirince kendi depolarımızı doldurmak için bir kafeye oturuyoruz. Navigatör olarak açıyorum haritayı. Spa'ya kaç km kaldı, onu hesaplamaya çalışıyorum. Tabii önce ölçek ne onu bilmek lazım di mi? Sayfanın köşelerini arıyorum. O sırada sol üst köşede tanıdık bir isim gözüme takılıyor. Brüksel. Açıyorum karışımı pergel gibi

Luxemburg - Spa = 1 karış
Luxemburg - Brüksel = 1 karış + 2 parmak

2 parmak da kuş uçuşu 40km ediyor. Spa'da kalacak yerimiz yok, otel ayarlama derdimiz var yani. "40 km daha yapalım, benim evde kalalım Sanço, ne dersin?" diyorum, o da OK diyor.

Yemekleri yiyip yola koyuluyoruz. 15 dakika geçmeden sınırdayız.



Eve geldik. Buraya kadar cehennem gibi yakan hava, Belçika usülü merhaba sayesinde yerini bulutlara bırakıyor. Şu resime bakın Allah aşkına. Sınırın bu tarafı açık, karşı taraf kapkara. Lanetli bu ülke deyince kimseyi inandıramıyorum, işte kanıt size.


Neyse efendim, yağmurumuzu yiye yiye eve kadar geliyoruz. Pizza eşliğinde tatilin irdelemesini yapıyoruz. Birer duş sonrasında yataklara çekiliyoruz. Yarın Sanço'yu Aachen götüreceğiz, kiralık eşeği teslim etmemiz lazım.


Son gün olan Aachen yolu macerasız geçiyor. Öğlene doğru motoru teslim ediyoruz. BMW mağazası içinde salyalarımız aka aka dolaştıktan sonra şehir merkezine iniyoruz. Sinan trene binip Berlin'e dönecek daha. Yol yordam bilmediğimizden taksi çağırıyoruz. Sinan takside, ben arkasında merkeze varıyoruz. Yol boyunca Sinan'in şöförle Almanca muhabbet etmesini hayretle izliyorum. Hani bu adam Almanca bilmiyordu?

Merkezde ufak bir tur ve yemek seansı sonunda Sinan'ı trene yolcu ediyorum. Ardından ben de bastığım gibi Brüksel'e geliyorum. 130-140 gelince zerre boyun ağrım olmadığını zor yoldan da olsa öğreniyorum. Bir daha otobanda 120'nin altını gören ne olsun...


Avrupa turu yazısı böylece nihayetlenmiş oldu. İlgilenip de okuyan herkese teşekkürler. İnşallah seneye ikiteker Avrupa çıkartması eşliğinde kalabalık bir grupla yaparız bir tur...
_________________
Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...


Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Memet
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Mar 10, 2004
Mesajlar: 324

MesajTarih: Çrş Eyl 22, 2004 6:59 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ilker demiş ki:

Eve geldik. Buraya kadar cehennem gibi yakan hava, Belçika usülü merhaba sayesinde yerini bulutlara bırakıyor. Şu resime bakın Allah aşkına. Sınırın bu tarafı açık, karşı taraf kapkara. Lanetli bu ülke deyince kimseyi inandıramıyorum, işte kanıt size.


Oyle yagmurlu bi memleketki bizim Belcika'li arkadaslar maillerinin sonuna "Rainy regards" yazmaya baslamislardi bi donem..

Valla super bi yazi dizisi oldu, keyifle okudum, resimler ve videolardan acayip keyif aldim. Panco'nun beygirin virajlara girisi beni mest etti.
_________________
05' FZ6 Fazer
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
4. sayfa (Toplam 5 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt